İsim:

Email: *

Mesaj: *

İsim:

Email: *

Mesaj: *

29 Kasım 2013 Cuma

Mom-Z'de Olanlar ?

11 Aralık tarihinde gerçekleşecek olan Mom-Z 2013 için davetiyem bugün ulaştı.
Katılanlar var mı ? 

Biraraya gelmek ve bu güzel günü paylaşmak için iyi bir fırsat: ) Buluşmak üzere..

Sevgiler..

"Annelerden aldığımız ilhamla anneler için çalışıyoruz, çünkü annelerin sonsuz gücüne ve dünyayı sadece annelerin değiştirebileceğine inanıyoruz" diyen Fikir Annesi'ne teşekklür ederiz şimdiden.

Detayları aşağıda paylaşmak istedim, ayrıca Mom-Z sayfasından da erişebilirsiniz.





Mobil yaşam, dijital dünya, yeni kuşaklarla değişen aile kültürü..
Markalar, profesyoneller ve dünya çapında konuşmacılar mom-z'de hikayelerini anlatacak.

Aileye dokunmak isteyen ve bunun yolunun anneden geçtiğini bilen herkes, her marka ve her hizmet için mom-z™ ikinci yılında yine kucak açıyor. 11 Aralık 2013′de Kadir Has Üniversitesi’nde düzenleniyor! 

Mom-z kimdir?
Çocuğu 2000 yılı ve sonrasında doğmuş olan anne Z Kuşağı Annesidir. Çünkü bu çocuklar Z kuşağı çocukları. Farklı ve algıları çok yüksek çocuklar. Ve annelerinin hayatlarına girdikleri andan itibaren onları da değiştirdiler; yeni anneliğin doğmasını da sağladılar.

Mom-z’de neler olacak?
Z Anneleri konuşulacak. Özellikle bir önceki kuşak annelerden ne kadar farklı olduklarını, özellikle son 10 yılda “anne” ve “annelik” kavramının ne kadar değiştiğini, bu kuşak annelerle iletişim kurmanın ve markalarının bu annelere dokunmasının da ne çok farklılaştığını. Hem sektör profesyonelleri, hem dünyaca ünlü stratejistler hem de pazarlamacılar konuşacak, tartışacak.

Bu yılın temasında yer alan ‘yeni aile’ kavramı nasıl işlenecek? Bizi nasıl bir aile yapısı ve ilişkileri bekliyor?
Yeni aile kavramının dinamikleri çok değişti. Çekirdek aile dediğimiz kavram eskiden anne, baba ve çocuktan oluşurken şimdi anne, baba, çocuk ve teknolojiden oluşuyor. Teknolojiler hayatımızın her yerinde her şekilde adapte oldular. Çocuklarımıza yemek yedirirken de, uyuturken de teknolojiden faydalanıyoruz. Eğlenirken de? Eğlendirirken de? Gerek aile içi ilişkiler gerekse de sosyal ilişkiler başka bir boyut kazandı. Sosyalleşme denen kavram çok değişti. İşte tüm bunları, bu durumu yönetmeyi, kabul edip hayatımızın içine alırken aynı zamanda nelere dikkat etmemiz gerektiğini de önemsemek lazım. Tüm bu değişimi hayatımıza doğru almak için doğru kavramak gerekiyor.

Dijital anne kimdir?
Bir annenin ne kadar dijital olduğu teknolojiyle arasında olan bağa göre değişir. Anne vardır zaten ilgi alanıdır ve kolayca entegre olur. Anne vardır cep telefonunu sadece arama yapmak için kullanmayı tercih eder. Bu dediğim gibi kişiye göre değişiyor. Ancak bir gerçek var ki çocuklarımızın artık hepsi teknoloji dostu olarak doğuyor. Bize de en azından bu çocukları anlamak, hayatlarına baktığımızda yakın durabilmek, tamamen olmasa da aynı dili konuşabilmeye en azından istekli olduğumuzu göstermek için teknoloji ile barışık olmak düşüyor. Artık e-okul sistemleri var, çocuklar internet üzerinden ödev araştırma yapabiliyorlar. Bu nedenle eğitim sistemlerini anlamak için de teknoloji artık bir gereklilik.

Bir etkinlik markası olarak Mom-z nasıl doğdu?
Mom-z, Fikir Annesi tarafından yaratılmış bir marka. Fikir Annesi’nin CEO’su Pınar Reyhan Özyiğit yaklaşık 13 senedir anneler ile iletişim üzerine çalışıyor. Fikir Annesi de annelerin sonsuz gücüne inanarak bu alandaki özgün içerikleri ve projeleri tasarlayarak gerekli iletişim köprüsünü kuran bir ajanstır.
Mom- Z, annenin aslında kadın ve birey olarak ne kadar önemli olduğunu ve anne olduktan sonra değişen kadın davranışları ile gelişimi zirveye çıkan bu kitlenin konuşulduğu bir platform ihtiyacından yola çıkarak incelikle tasarlanmış bir etkinlik. Bu nedenle Fikir Annesi, mom-z ile anneyi önemseyen, destek olan, inanan markalar, ürün ve hizmetler ile sosyal sorumluluk bilincini esas alan projeleri aynı çatı altında buluşturuyor.

27 Kasım 2013 Çarşamba

Muhteşem İkili ! Omo&Yumoş Sensitive

Herkese Merhaba,

Omo & Yumoş'un hazırladığı güzel sürprizden sizlere bahsetmek istiyorum.
Gerçekten sürpriz oldu çünkü beklediğim bir paket yoktu, şirkette koca valizi görünce çok şaşırdım. 



Merakla açarken, karşımda ailemizin güzel fotoğraflarını görünce de mutlu oldum tabii ki, öncelikle seçimleri için teşekkür ediyorum. Bu beyaz valizin içinde güzel ve yumuşacık bir battaniye ile birlikte Omo & Yumoş Sensitive seti de vardı. 

Kendi çamaşırlarımız için Yumoş evde zaten vazgeçilmezimizdi. Hipoalerjenik olan ve bebeklere özel üretilen bu ürünleri de severek deneyeceğiz. 

Omo ve Yumoş Sensitive tarafından hazırlanan “Bebeğim ve Ben” mobil uygulamasından da söz edeyim sizlere; hem yeni anneler hem de anne adayları için geliştirildi! Siz de Bebeğim ve Ben uygulamasını indirerek doğum öncesi ve doğum sonrası için pratik bilgileri öğrenebilir ve uzman doktorlara sorularınızı yöneltebilirsiniz! Uygulamaya ulaşmak için tık tık ! :)




Yumoş sayfası              : www.yumos.com
Facebook                       : www.facebook.com/YumosTurkiye 
Twitter                            : twitter.com/YumosTR

“Muhteşem İkili”
Facebook Uygulaması  : apps.facebook.com/yumosmuhtesemikili/
OmoKadınlarKulübü      : www.omokadinlarkulubu.com


19 Kasım 2013 Salı

Anneler Paylaşıyor Köşesi - Anne Bebek Dergisi

Anne-Bebek dergisinin "Anneler Paylaşıyor" köşesi için derginin editörü Aslıhan Gündüz ile görüşmüştük. Yayınlanması Ekim ayını buldu. Röportajımızı aşağıda okuyabilirsiniz.

Kuzucuğuma yine güzel bir hatıra oldu..

Aslı Hn.a Teşekkürler bu güzel yayın için : )



18 Kasım 2013 Pazartesi

Kids Music Class - Etiler Müzik Okulu

Geçenlerde de bahsettiğim gibi, kış geliyor, ne yapacağız, hem eğlenceli hem faydalı etkinlikler bulmak lazım diye düşünerek arayışlara girmiştim. Hippo ilk deneyimimizdi. 

Etiler Müzik Okulu'ndan da bilgi bekliyordum, Hande Hn. hızlıca aydınlattı beni. Biz de heyecanla deneme dersine gitmeye karar verdik.  Beni heyecanlandıran, Melis'in zaten müzikle eğlenceli vakit geçiriyor olması dolayısıyle, acaba nasıl geçecek diye düşünmekti.

Mekan Etiler'de Boğaziçi Kampüsüne çok yakın, müstakil şirin bir bina. Deneme dersine katılım sayısı fazlaydı, arada derse devam edenler de vardı. 

Yaş aralığı küçük olunca, derse bir ebeveynin katılımı şarttı, ben katıldım, eşim de arkadan izliyordu bizi ama o bile yasakmış: ) Çünkü çocuklar babaları görünce dikkati dağılabiliyor arada, mantıklı bence de.

Okulun amacı 6-30 ay aralığındaki bebiklere ritim öğretebilmek, sonrasında da hem ritim, hem çalmayı öğretmek şeklinde ilerliyor. 

Müzik eşliğinde bazı aktivite araçları ile bebeklerin eşlik etmesini sağlamak amacı ile başlandı derse. Melis bazen şaşkındı, bazen eğlendi, bazen elindeki aletler alınınca sinirlendi, dolayısıyle alamadık onda kaldı : ) Renkli ve keyifli bir gündü bizim için.

Sonraki aşama ders şeklinde devam ediyor. Ama benim amacım eğlenmesi, değişik bir aktivite olmasıydı. Melis'in ileride bir enstrüman çalıyor olmasını çok çokkk istiyorum. 3 yaşından sonra bu şekilde dersler alıyor olması faydalı olabilir. Şimdilik derslere devam etmeyeceğiz ama aralarda müzikli güzel aktiviteler olunca bizi bilgilendirecekler ve kaçırmayacağız :)

Çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini ön planda tutarak, müzikle öğrenmeyi, arkadaş edinmeyi, uyumu yakalamalarına olanak sağlayan keyifli bir ortam. Bebeğinizin ilgisini, bulunduğu ayı da düşünerek deneme dersine katılarak fikir edinebilirsiniz.











Bakım.. Bakım.. Bakım..

Herkese Merhaba, hem de mis kokulusundan ;)

Arada düşünmüyor değilim, bir kozmetik bloğu da oluştursam mı diye, ama mevcutta en çok Melis'imli paylaşımların yer aldığı bu alana bile zor vakit ayırabiliyorken ve bu yüzden üzülüyorken, sanırım ikinci bir bloğa yetişemem.


Bir koku hastası olarak, sevdiğim bir kozmetik mağazasına girdiğimde halimi siz düşünün, özellikle hamileyken doğumdan sonra ya vakit ayıramazsam, ya etrafta pek hoş gözlerle bakmadığım bakımsız annelerden olursam, olmam değil mi diye etrafıma serzenişte bulunuyordum, şükür korkularım gerçek olmadı: ) Bakımın vakitle ilgili olmadığını düşünüyorum, ya da maddi imkanlarla. İçinizde varsa, istiyorsanız her şartta kendinize zaman ayırabilirsiniz. Çalışan anneler için durum daha zor evet, ama eninde sonunda bu kuzular uyuyor ya da öyle ya da böyle istediğiniz zaman kendinize bir şekilde dışarda zaman ayırabiliyorsunuz, hiç mi zaman ayıramadınız, gece biraz geç yatın ama temiz ve bakımlı olun ne olur diyorum az önce yukarıda bahsettiğim annelere. Sadece anneler değil aslında, tüm bayanlara ! Şirket ortamında bu konuda inanılmaz takıntılı olduğumu çevremdekiler bilir, çok zamanı olup yine de kendine bakmayan, özen göstermeyen, kötü kokan hatunlar bolca mevcut (yaşayanlar bilir), o yüzden ısrarla diyorum ya, insan yeter ki istesin. Neyse bu konu epey uzun, söyleyeceklerim tükenmeyebilir, sürekli aynı mesajı veren cümleler kurup durmayayım, siz anladınız beni ;)


Geçmişte yani hamilelik dönemimde memnun kaldığım ürünleri paylaşmayı seviyordum, bu geleneği sürdüreyim dedim.. 


Aşağıda güzel bir bakım özeti çıkardım, en sevdiklerimden.. Siz de memnun kaldıklarınızı paylaşın lütfenn !


Sevgiler...




  • Yves Rocher markasının allık ve pudrasını kullanıyorum, cildinizde ağır bir his bırakmıyor ve hergün kullanıyorsanız, içeriğinin bitki özlü olması da cazip kılıyor..












  • Loreal'in göz altı kapatıcısı.. Açıkcası kapatıcı değil aydınlık veren ürünleri seviyorum, bu ürün de ihtiyacımı karşılıyor, BB krem ve pudra sonrası az miktarda sürünce gayet doğal duruyor.
  • Kiehl's BB Krem. Aslında Garnier'in BB Kremini almış ve beğenmemiştim, dolayısıyle BB Kremlere karşı iyi şeyler hissetmiyordum:) Taa ki Nimostylo'nun çekilişinden bu krem çıkana kadar, yüzünüzdeki renk tonu farklılılarını başarılı bir şekilde sabitliyor ve çok doğal duruyor, denemenizi öneririm.

  • Flormar'ın göz ve kaş kalemi. Minnak gözlere sahip olduğum ve gözkapağım kocaman kocaman olmadığı için:) far kullanmayı özel günler haricinde pek sevmem ama bu yeşil kalem sanırım günlük hayatta vazgeçemediğimden, ayrıca kaş kalemi de başarılı.


  • Victoria's Secret'in lip sticki. Tadının güzelliğinden sürekli yiyip, tazelemek zorunda kalsam da, öyle çok parıl parıl olmayıp doğal bir görünüm veren bu ürünü de yanımdan ayırmıyorum.

  • Tırnak bakımına eminim bu yazıyı okumak için vakit ayıranların çoğu önem veriyordur. Benim için de en önemlilerden. Oje hergün süremeseniz de, sürüyorsanız bakımlı durmalı, öyle ertesi gün bir kısmı çıkmış yamalı yamalı kötü tırnaklarla dolaşmamalısınız derim. Mor aşığı biri olarak morun her tonunu zaman zaman kullanırım, yeşil-sarı-siyah haricinde de diğer renk ojeleri severim. En sık kullandığım Flor Mar'ın 319 numarası ve Golden Rose'un Paris'i. Pastel'in ojelerini başarılı bulmuyorum bu arada, ya da bana fazla dayanmıyor, bilemedim.

  • Bath and Body Works'un hayranıyım, o mağaza, konsept, kokular hepsi bir harika aslında, Avrupa yakasında sadece İstinye Park'ta var diye biliyorum, Anadolu yakasında yerini bilmiyorum. Aşağıdaki vücut spreyi sık kullandıklarımdan, ayrıca duş jelleri de kalıcı, deneyinnn !


  • El kremi olarak inanın birçok ürün denedim, yoğun bakım kremleri, body shop'ın iğrenç kokulu extra yoğun kremi vs. Ama içindeki yağlar, kokusu, elde yağlı his bırakmaması ve kalıcılığı dolayısıyle kesinlikle yine Victoria's Secret'in el ve vücut kremini tavsiye ediyorum. Butter'ı da başarılı bu arada. Vücut Spreyini de dayanamayıp aldım, mis miss. Şu aralar kampanyası da var, kaçırmayın.


  • Uzun süredir kullandığım, vazgeçemediğim parfümüm, Armani Black Code.


  • Ayak bakımı için de uzun uğraşlar vermişimdir. Aşağıdaki seri hep topuklar için, hem kışın kuruyan ayaklar için faydalı. Duşta güzelce ponzaladığınız ayaklarınıza, Neutregana'nın kremlerini sürerek pamuk gibi hissedebilirsiniz ;) Bunun haricinde The Body Shop'ın da ayak bakım serisini de önerebilirim.


  • Loreal Elseve Extra Ordinary Oil; yeni keşfettiğim bir ürün. Kalın telli ve inanılmaz fazla saçlara sahip olduğum için yine tahmin edersiniz birçok ürün denemişliğim var. Argan yağlarından tutun, saç maskelerine kadar. Bu üründe birçok bakım yağı birarada, yıkadıktan sonra ya da kuru haldeyken kullanabiliyorsunuz, yumuşatıyor ve fönden önce yatıştırıyor diyelim, mucizeler yaratmıyor ama fena değil..

  • The Body Shop'un butterı. Butter'ların normal body losyonlarından farkı daha çok nemlendirici özelliğe sahip olması, duştan ve güzel bir vücut peeling inden sonra kullanın, sonrasındaki hissi yaşayınca beni anlayacaksınız : ) Yumuş yumuşşş..

  • Birçok marka denedim, Rimel konusunda Loreal'in üzerine yok diyorum. Son serisinden 4D olanını kullanın, en düşük ve az kirpikleri bile güzelleştiriyor.


  • The Body Shop'ın vazgeçemediğim serisi, Japanese Cherry Blossom. Losyon, duş jeli, butter ve vücut spreyini kullanıyorum, kokusu harika. 



  • Bath & Body Works'un bronzlaştırıcı parlaklık veren köpüğü, yaz döneminde kullanılmalı, bacaklar ve kollara bronz ve pırıltılı bie görünüm veriyor. Değişik bir ürün, köpük olması da rahat ve eşit değerde sürülme kolaylığı sağlıyor.


  • Vücut peelingi olarak Yves Rocher'ın Şeftalili ürününü kullanıyorum. Kalın peeling taneleriyle gerçekten işe yarayan bir ürün.



  • Yüz peelingi için ise Amway'in aşağıdaki ürünü kesinlikle tavsiye ettiklerim arasında. Haftada iki kez kullanmanız yeterli, ben duşta kullanmayı tercih ediyorum, cilt iyice yumuşadıktan sonra ve çıkınca inannın pürüzsüzlüğü ve parlaklığı görüyorsunuz.

  • Göz çevresi kremi kullanma zamanım kısa bir süre önce geldiğinden beri :) hemen önlemimi alayım dedim ve araştırmalarım sonucu yine Amway'ın ürününü almaya karar verdim, sonuçları paylaşırım : )










14 Kasım 2013 Perşembe

Hippo Parti ve Oyun Evi Deneyimlerimiz

Şubat ayında size Hippo’dan bahsetmiştim hatırlarsanız.

Geçtiğimiz hafta sonu 2 aile olarak Hippo’ya gittik. Hippo Etiler’de yer alan oyun ve parti evi. Haftaiçi ve haftasonu aktiviteler, çocuk yogası, partiler gibi organizasyonlara ev sahipliği yapıyor.

Mekan yeşillikler içinde, kalabalıktan uzak, bahçeli, ferah bir yer. 3 katlı bir mekan, alt katı doğum günleri, kahvaltılar için, 2. katı oyun alanı, 3. katı ise aktivite alanı olarak ayrılmış. Siz alt katta kahvaltınızı yapar, gazetenizi okur ya da sohbet ederken, içeriden kameralarla üst katta eğlenen kuzucuğunuzu izleyebiliyorsunuz, izlemeye de çok gerek olmuyor, sesini duyuyorsunuz zaten: ) Tabii ki çocuğunuz yukarda yalnız değil, oyun ablası ve diğer arkadaşlarıyla oynuyor. Oyun alanı çok büyük değil ama çocukların eğlenmesine yetecek büyüklükte diyebiliriz.





Biz iki aile olarak gittik dediğim gibi, kahvaltı yaparken Melis yukarda eğlenmeye başlamıştı, oyun havuzundan ürktü önce, sonra içinden alamadık, trambolinde zıplamaya çalışması, çilekli evin kapısını kapatıp içinde ordan oraya kendini atması, minik mutfak gereçleriyle epey oyalanması derken baya eğlenceli kareler yakaladık, artık bir ara hepimiz yukarda hepbirlikte oynuyor pozisyondaydık. İlk kez gidiyor olmamız dolayısıyle tedirgindik aslında, nasıl davranacak, rahat edecek miyiz, aman ya düşerse gibi. Biz anneler aşağıda bahçede kahvemizi içerken babalar yukardaydı, ya da biz eşlik ederken, babalar aşağıda gazete okuyordu.

Özetle, çok keyifli geçti, tabii ki mekanın sahibi Funda Hn.ın ilgisi, samimiyetini de söylemeden geçemem. Samimiyetleriyle ve tavırlarıyla güven verdiler, ilgisi için teşekkür ederiz.

İsterseniz çocuğunuzu sadece oyun için de getirebiliyorsunuz. En güzeli üyelik sistemi yok, istediğiniz zaman gelebiliyorsunuz. Kışın favori mekanlarımızdan olacağı kesin. Hastalık riski yüksek muhakkak, eminim hepinizin aklına geliyordur ama evde tıkılı kalamayacağımıza göre, ya da en kötü bir AVM’de bile var bu risk, kısacası yapacak çok şey yok, fazla takıntılı olmamak gerek mecburen. Ki mekanın hijyen konusuna verdiği önemi görerek anlıyorsunuz. Bu konuda fazlasıyla titiz biri olarak şunları söylemeliyim ki, oyun toplarını bile yıkamışlar tek tek..

Tavsiyem sabah saatlerinde gitmeniz, ordan çıkınca kuzucuk yorulmuş oluyor, yemeğini  yiyip sızıyor. Siz de güne devam ediyorsunuz.

Çocukların birarada olması gelişimine sonsuz katkısının yanında, eğlenmelerini de sağlıyor. Bu yaşta paylaşmayı öğrendiklerini söylemek zor, keşif içinde olduklarından birbirlerinin elinde gördükleri herşeyi almak istedikleri oluyor: ) Melis mesela, evde hiç eline almadığı oyuncakları, başka bir çocuk gelip oynadığında nasıl onun elinden alacağını bilmiyor: ) Yani daha erken sanırım, biraz daha anlamaya başladıklarında oluşacak, öğretilebilecek belki bu kavram.


Hiç sevmediğim kış mevsiminin gelmesi dolayısıyle, zaman zaman oyun evleri ve ilgisini çekecek farklı mekanları deneyimleyeceğimiz belli, sevdiğimiz yerleri paylaşmaya devam edeceğim, güzel fikirler verir umarım sizlere de. Mesela Kids Music Class’tan da bilgi bekliyorum bu sıralar, müzik delisi olduğumuz için anne-kız hoplayıp zıplamaya bayıldığımız için güzel olacağını umuyorum.

Günümüzden birkaç foto; )