İsim:

Email: *

Mesaj: *

İsim:

Email: *

Mesaj: *

23 Eylül 2013 Pazartesi

15. Ay


Ne zamandır neler yapıyoruz, yaşıyoruz anlatayım istiyorum ancak sürekli de bir öteleme durumundayım, hem uygun zaman bulamamaktan, hem de baştansavma anlatmak istemediğimden. Bugün hazırım galiba, gerçi konularla ilgili kafam yine dağınık olsa da, başladık bi kere : )

Melis’imiz Ekim ayında 15 ayını bitirecek. 1 yaştan sonra takip etmeyi bıraktım sanırım, soranlara direk 1 yaşında diyorum ve ay kavramını karıştırmaya başladım, hemen sayıyorum baştan kafamda : )

1 yaşından beri neler mi değişti ?
  •           11. aydan beri sürekli elimizden tutup yürüme çabasındaydı, bu durum 2 ay sürdü. Ve ben neden kendi başına yürümüyor acaba korkuyor mu vs. diye kuruntulardaydım, kendi kendine ancak evin salonunda yürümeye çalışıyor, ancak başka bir alanda ya da dışarda elimize sarılıyordu. Acaba çok mu tepki verdik düştüğünde diye düşünüyordum ama hayır, bu konuya özellikle dikkat ediyorum, yani düştüğünde anlık büyük tepkiler vermemeye, cesaretini kırmamak için. Neyse ki Ağustos ayında yani 13. Ayında kırdı zincirleri bizim kuzu : ) Bu sefer tutamamaya başladık ve elimizi tutmak istemiyor..
  •           Gece uyanmamaları konusunda 1 yaşını bekleyenlere üzülerek söylüyorum ki, bu bir şehir efsanesi : ) Yani en baştan beri gece uyanıyorsa, bu böyle devam ediyor arkadaşlar, hala emiyor olmasından kaynaklı mıdır bilemiyorum ama bizde bu şekilde. Kimi zaman bir-iki kez ama genelde defalarca uyanmaya devam ediyor. Bazıları acıkıyordur diyor, bazıları seni özlüyor gündüz göremediği için gece uyanıyor diyor, yani birçok yorum yapan var. Ama şunu söyleyeyim doktorumuzun da dediği gibi gece acıkıyor olamaz. Bir şekilde, bir gün düzene girecek diye hayal ediyoruz.
  •           Hala yanımızda uyuyor, evet yanlış okumadınız hala bizim yatağımızın büyük bölümünü kaplayarak. Bu konuyla ilgili zamanında çok beylik laflar etmişliğim var, “aaa odasında yatmalı çocuk, olur mu öyle şey, nasıl alıştırmışlar vs. vs” gibi. Kabul ediyorum hepsini yuttum yapacak birşey yok. Şöyle ki, yanımızdaki park yatağında yatırınca bile uyanıp ağlıyor ki kendi odasında mümkün değil uyusun. Evet biraz ağlatıp uzun süre uğraştığımda belki uyuyacak ama ben sanırım sabahları oram buram tutuk uyanmaya, gece gözümü açtığımda misss miss kokusunu çekmeye, odasında yatırıp acaba üstü açıldı mı, acaba uyandı mı vs. diye düşünüp uyuyamamaktansa, yanımda uyusun kafam rahat olsun, zaten sabahın köründe uyanıp işe gidiyorum düşüncesine alıştım ve kendim hazır değilim daha odasını değiştirmeye..
  •           Yemek yeme düzeni aynı şekilde devam ediyor, artık biz ne yiyorsak yediği için önceden de bahsettiğim gibi rahatladık. Her öğününde farklı besin almasına dikkat ediyoruz o ayrı. Yemek yeme konusunda sorunlu bir bebek değildi, en baştan beri onu beslemek benim için 10 dk.ydı ama artık öyle değil maalesef. İnanılmaz zor yemek yediriyoruz, ve inanın bu konu azami sabır gerektiriyor. Özellikle tatilde aç yaşadı diyebilirim. Israr etmiyoruz fakat kafama takmadan da duramıyorum tabii, umarım geçici bir süreçtir.
  •           Su içmiyordu, zorla içirmeye çalışıyorduk, hatta evdeki suluk çeşitlerini ne siz sorun ne ben anlatayım. Bardakla belki biraz.. Şimdi içmeye başladı. Hala cam şişe su almaya devam ediyoruz. Damacanadan asla vermiyoruz, normal plastik şişeler de çok içime sinmiyor ama dışarda çok nadir verdiğimiz oluyor. O kadar suluk çeşidinden Melis hangisini tercih ediyor dersiniz. Hayat Su’nun bebek sularını bilirsiniz, hani onların bebekler için suluk uçları var, onları seviyor, o uca benzeyen farklı bir suluk da istemiyor: ) Biz de cam şişe alıp, o şişeye doldurup veriyoruz, yeter ki içsin diye. Su’ya da bumbum diyor bu sıralar : )
  •          Konuştuğu kelimeler çoğaldı, artık daha net kelimeler çıkarıyor, babasına bilinçli olarak baba diyor mesela ve hatta en çok baba diyor ! Bence kolay olduğundan: ) Birileri ona bişey dediğinde ya da yanından konuşarak biri geçtiğinde bildiğiniz laf yetiştiriyor: ) O anlaşılmaz kelimeleriyle söylemeye çalıştıkları nasıl komik oluyor, nasıl yemelik oluyor tahmin edersiniz.

Yürüyünce daha zor derler ya aslında daha kolay bence. Dışarda daha zor olabilir evet, ama biz yürüme aşamasında çok zorlandık, annem gündüz hep elinden tutup tüm gün yürütüyordu mesela, çünkü yürümek istiyordu ve kendi başına değil illa elinden biri tutsun istiyordu, kendi başına dengeli bir şekilde kalkamıyordu, düşme olasılığı çok yüksekti. Şimdi de sık düşüyor evet ama daha dengeli, kontrollü, evi de güvenli hale getirdikten sonra ( gerçi bu miniklere hiçbir güvenlik önlemi sökmüyor ama ) siz otururken o gözünüzün önünde kendisi yürüyüp dolanıyor mesela, ya da mutfaktasınız yanınızda oyalanabiliyor. Sürekli eğilerek onu tutmak ve yüreğiniz ağzınızda dolanmak zorunda kalmıyorsunuz.

Yürüsün diye bekliyorduk şimdi de bıcır bıcır birşeyler söylemeye çalıştığını görünce net konuşsun diye bekliyoruz, sonra bez alışkanlığından kurtulalım istiyoruz ki bu konu kafamda bir dünyaa! Çok zor olacakmış gibi geliyor, nasıl öğreteceğiz vs. şimdiden araştırıyorum izlememiz gereken yöntemleri.. Beklentiler hiç bitmiyor kısaca, bitmeyecek gibi.

Geçtiğimiz aylarda tatilimizin nasıl geçtiğine dair detayları paylaşmıştım ( tık tık ). Bu ay yani Eylül ayında ikinci kez tatile çıktık. Bu sefer annecim de geldi, amaç Melis yaz bitmeden ve hazır güzel güzel yürümeye başlamışken biraz daha denizin kumun tadını çıkarsın, hem anneme de tatil olsundu ki öyle oldu. Havaların biraz serinlemesinden dolayı güneyi tercih ettik, doğru karar vermişiz, gittiğimiz yer çok güzeldi, denizi ve havasıyle. Bu tatilde daha deneyimliydik, Melis daha çok eğlendi, sulardan çıkmadı, hatta havuzunu boşuna taşıdık, deniz suyu da idealdi, kumlarda ordan oraya oynadı. Öğle uykusunda da biz dinlendik, güneşlendik, hatta sıkıldık bile uyansın istedik: ) Annecime de Melis’le ilgili yük olmadık. Harika bir tatil oldu ve Melis 1 yaşındayken tatilin dibine vurdu : )

Geçtiğimiz ay sonunda doktor kontrolümüz vardı. Aşılarımızı olduk, muayeneler artık malumunuz daha zor geçiyor. Göz kontrolümüz vardı, 1 yaş göz muayenesini oldu, sistem süper, uzaktan ölçüyorlar, ölçüm sonrası göz bebeklerini büyüten damladan damlatıyorlar ve yeniden ölçüyorlar. Çok az hipermetrop ve astigmat var ama bu yaş bebeklerde normal, zamanla geçiyor, görmesine engel bir durum değil dedi doktor. 3 yaşında yeniden göz muayenesine gidilmesi gerekiyormuş. Normal kontrolümüzde ise, Melis kilo almamış göründü, normal büyüme eğrisine göre ileride gidiyordu halbuki, ilk kez kilo almamış, doktor idrar tahlili yapmak istedi, canımız sıkıldı tabi. Yemek konusunda zorlandığımızı da söyledim, bununla ilgili olabilir, zaten 1 yaş sonrası eskisi gibi fazla kilo almayacak dedi doktor. 3 saat süren bir idrar tahlili verme aşamasından geçtik, kız çocuklar için çok zor bilirsiniz, epey bekledik, uyudu uyandı hala bekliyoruz derken, sonunda tahlili verdik, nasıl sevindik o esnada anlatamam. Sonuçlar da temiz çıktı. Kasım ayı başında hem aşı için hem de kontrol için yine gideceğiz. Sonuçta yaşına göre kilosu iyi, sağlıklı. Bu yüzden can sıkıcı bir durum yok aslında.

Emzirmeye devam ettiğimi söylemiştim, Melis önceden bu kadar bağlı değildi ama son iki aydır inanılmaz düşkün, beni gördüğü her anı emme ile bağdaştırıyor durumda. Bir gün gelecek bırakacağız diye çok üzülürüm hep, o aramızdaki bağdan ayrı kalacağız diye ama bu durum da çok hoş değil açıkcası, geceleri bile sürekli emmek istiyor, kimi zaman acaba dişi mi çıkıyor diyoruz ancak uzun süredir de sekiz diş ile devam ediyoruz, arka ve azı dişlerde henüz birşey yok. Geceleri süt vermeyi denedim biberonla, ama biberonla birşey içmeyi hala sevmiyor. Bakalım bırakma aşamasında neler yaşayacağız. Tavsiyelerinizi bekliyorum.


Hayatımız dolu dolu kuzucuğumuzla akmaya devam ediyor. Artık istediği birşey olmadığında kendini yerlere atıyor: ) Tepkileriyle isteklerini net belli ediyor. Yabancı insanları izlemeye bayılıyor. Özellikle bir yere yemek yemeye gittiysek, yan masadakiler ve garsonlar en sevdiği insanlar: ) Evde sürekli haraket halinde, sakin sakin oturduğu bir an yok. Tv’de arada baby tv açıyorum tepkisini merak ettiğimden, yoksa hala yasaklar arasında tabii ki, ama bakmıyor bile, sadece reklamları izlemeye bayılıyor, farklı bir odada bile olsa sesini duyunca koşuyor, cep telefonlarımızı kendisinden nasıl saklayacağımızı bilemiyoruz, o minik parmaklarıyla ekranda geziyor: ) Hatta kilidini açmayı bile öğrendi, nasıl öğrendi inanın bilmiyoruz. Bazı şeyleri çabuk kapıyor, mesela ağzın-burnun-kulağın nerde dediğimizde gösteriyor ama biz onu oturtup bunları öğretmek için çabalamamıştık. Her an bizi şaşırtmaya devam ediyor. İşten yorgun geldiyseniz ya da o gün keyfiniz yoksa, bu durumun uzun sürmesine imkan yok, birazcık koklayın, size birazcık dokunsun gülsün inanın yetiyor ! Bunları söylemekten hiç sıkılmayacağım sanırım, alın size bizim minikomuzun son halleri..