İsim:

Email: *

Mesaj: *

İsim:

Email: *

Mesaj: *

22 Ağustos 2013 Perşembe

Bir Normal Doğum Hikayesi

        
16 yıla sığdırılan paylaşım, anı, sevgi, dostluk, kardeşlik. . Evet bu kavramlar benim can dostlarım Tuğba ve Eda için.. Dostluk kavramına benim gibi bakanlar anlayacaktır, anlatmakla ifade edemeyeceğim bir bağ, zamanla büyüttüğümüz kocaman ailemiz ve dahası; onları hayatımın merkezinden ayıramayışımın sebepleri arasında. .

Muhakkak bu uzun hikaye içerisinde keyifsiz dönemleriniz oluyor, ya da tam tersi çok mutlu sıkı sıkı bağlı olduğunuz, sanırım en önemlisi zamanın size çok şeyi öğretmesi ve ilişkinizin değişmemesi.

Hayat bizi güzel ortak noktalarda, ortak deneyimlerde birleştirdi kimi zaman. İlk evliliği ben yaptım, bir yıl sonrasında Tuğba, onun bu özel gününün yıllar öncesinde kararlaştırdığımız gibi şahidi bendim, imzayı atarken ve yanyana fotoğraf çekilirken nasıl titrediğimi ve hislerimi dün gibi hatırlarım. Sonrasında Eda’yı kattık bu kervana. Minik kuzularımızın dünyaya gelme sırası böyle olmadı, önce Ali Sarp’ımız katıldı aramıza, ilkti, bilmediğimiz hisleri onunla yaşadık, coşkuluyduk, heyecanımız dinmedi uzun süre. Sonrasında Melis’im geldi ve 20 Ağustos itibarıyle de İsmail Efe.. Eda’nın artık ilk önceliği, canı, minik mucizesiyle tanıştık. Anne olduk, büyüdük, daha sabırlı, şevkatli, daha yakın olduk !

Hiç unutmayacağı, hala etkisinden çıkamadığı bu hikayeye şahit olmak, en yakınında olmak yaşadığım en özel deneyimlerdendi. Ben bile etkisinden kurtulamadım ki,  onun yaşadıklarını tahmin edemiyorum. Hislerim taze iken yazmak istedim..

Tuğba hamileliğinin son dönemlerinde yaşadığı sıkıntılar ve Ali Sarp’ın hemen gelmek isteyişi sebebiyle: ) sezeryan ile doğum yaptı. Önceki yazılarımdan bilirsiniz, ben de Melis’in kafasının ters durması, son ana kadar pozisyon değiştirmemesi sebebiyle epidural sezeryan ile doğum yaptım. Eda’dan çok ümitliydik, inşallah normal doğum yaşar ve kolay geçerdi dualarımız. Süreç de öyle ilerledi.

40 hafta doldu ama minik paşamızın keyfi yerindeydi ki gelmeye niyeti yoktu. Geç olmadan gün kararlaştırıldı, suni sancı verilecek, normal doğum başlatılacaktı. Suni sancı verildi, ancak acı eşiği o kadar yüksekti ki, doktorların dediğine göre, zor aşamaları çok kolay geçiriyordu Eda. Sancı odasında eşinin hemşire olan akrabası (kendisi bir melek) ve ben de vardım. Teyzesi ve kızkardeşleriyle sıra ile eşlik ediyorduk ona. Yanında olmazsam dışarda dokuz doğururdum herhalde. İlk saatler sıkıldık bile, bir an önce gelsin diyorduk. Saat 13:00’ten sonra başladı aslında herşey.. Bunları normal doğum yapacak olanları korkutmak için söylemiyorum. Bakış açısı ile ilgili aslında, doğumu bir travma, kabus olarak görenlere ne deseniz boş, ama ben mucizevi bir olay olarak görenlerdenim. Ki bence zaten insan ne yaşayacağını bilmeli, normal doğum sancılı bir süreç ama doğal olanı bu, sonrasında rahat ediyorsunuz, doğum sürecinde yaşayacaklarını bilmeli  insan..

Suni sancı dozu yükseltildikçe ağrılar da şiddetlenmeye başlamıştı. Lavanta yağının bu aşamada birazcık rahatlatıcı olduğunu duymuştum, zamanında almıştım, yanımda getirdim, arada bununla da beline masaj yapıyorduk. Belirli aralıklarla muayene yapılıyordu. Yürümesi için yardım ediyorduk. Sancılar şiddetlenince yardımcı olmak güçleşmeye başladı. Yapılacak birşey yoktu, yanında olmaktan başka. Bu o kadar çaresiz bir his ki, yardım isteğine karşı birşey yapamamak. Geçici olduğunu, dayanması gerektiğini, aynı gün kuzucuğunu kucağına alacağını söylemekten başka yapılacak birşey yoktu. 



Dayanılmaz sürece girince, epidural anestezi yapılmasını istedi, ancak 3 kişi birden vazgeçirmek için elimizden geleni yaptık.. Sancı esnasında haraket ederse sonuç kötü olabilirdi biliyorsunuz. Sancı aralıkları da değişmişti, sancı kesildiğinde yapacağız diyordu doktor ama hiç içime sinmemişti açıkcası. Bu aşamadan sonra biraz daha dayansın istedik ki yarım saat sonrasında bebeğin geldiğini söylediği an, kollarımızdayken, doğum odasına uğurladık.. Bekleyiş, merak, heyecan, karışıktı hislerimiz. 16:15 civarı paşamızı gördük, yarım saat içinde de Eda çıktı. Çıkarken videoya çektiğimdeki o son bakışı içimi iyice sızlattı. Yorgunluk, mutluluk, duygusallık son aşamadaydı gözlerinde.. Emzirme aşamasına geçtiğini görünce hafiflemiştim ancak.

Efe’cik şans ve bereket getirsin güzel ailesine, hep mutlu olsunlar, huzurlu mutlu bir bebek olsun, geceleri uyanmasın, gazı olmasın, bir sürü sütü olsun: ), ileride iştahlı bir çocuk olsun gibi dileklerim var onlara, sizi çok seviyorum !!!



Not:
Aşağıdaki doğum videosunu sıkılmadan, sonuna kadar izlemenizi istiyorum !..
Konuyla ilişkili olunca paylaşmak istedim, geçenlerde izledim, çok etkileyici !

Sevgiler.


19 Ağustos 2013 Pazartesi

Bebek Bisküvisi Tarifi

Sonunda denedim : ) 

Melis'in gün içinde bazen kahvaltısına, yoğurduna dahil etmek için CiciBebe bisküvisi alıyordum ama hiç içime sinmiyordu açıkcası, hani kırk yılda bir aldığımız birşey olsa tamam ama sık kullanınca içeriğine dikkat etmek gerek. Aşağıdaki tarif çok kolay, faydalı ve lezzetli de, deneyebilirsiniz.

2 çay bardağı pirinç unu
2 çay bardağı irmik
125 gr.( 4 dolu yemek kaşığına denk geliyor) tereyağı
2 yemek kaşığı pekmez
Aldığı kadar tam buğday unu.

Önce pirinç unu, irmik, pekmez ve tereyağını yoğuruyorsunuz, sonrasında hamurun durumuna göre yavaş yavaş tam buğday ununu ekliyorsunuz. Un fazla kaçar çok katı olursa birazcık süt ekleyebilirsiniz : ) Tarife meyve püresi de eklenebilir, o zaman fazla un katmak gerekebilir. 

175 derecede yaklaşık 20 dk.da pişiyor, siz yine de takip edin, üzeri biraz kızarsa yeterli: )

Afiyet ola kuzularaaa..