Gerçek bir köpek gibi davranan akıllı köpek Zoomer çocuklar için mükemmel bir arkadaş.
Sensörleri aracılığıyla insanlarla etkileşime geçebilen Zoomer ile oynamak çok eğlenceli! Zoomer 30 farklı Türkçe komut algılıyor ve bu komutları gerçek bir köpek gibi yerine getiriyor. Mesela “Otur!” diyince oturuyor, “Patini göster!” diyince patisini uzatıyor. Numaraları ile herkesi şaşırtıyor!
Zoomer neredeyse gerçek bir köpekten farksız. Eğer ona komut vermeyi bırakırsanız etrafta dolaşıp türlü numaralar yapıyor; havlıyor, geriniyor, kuyruğunu sallıyor. Onunla bir süre ilgilenmeyince sonunda yorulup uykuya dalıyor. Evde köpek beslemek isteyen çocuklar ve aileler için Zoomer’ın en iyi yanı ise, sahibine gerçek bir köpek bakımının zorluklarını yaşatmaması. Zoomer asla etrafı kirletmiyor, aşıya ihtiyaç duymuyor ya da onu dışarı çıkarmanızı istemiyor.
Zoomer’ın yapabildiği numaralardan bazıları şöyle:
- “Çişini Yap”: Yakınında gördüğü bir nesnenin yanına gider ve bacağını kaldırır. Ama korkmayın, gerçekten çiş yapmaz.
- “Seni Seviyorum”: Ona “Seni Seviyorum” deyince o da “I love You!” diye karşılık verir. Zoomer çok sevgi dolu bir köpek!
- “Uyku Zamanı”: Bu komutu duyunca esner, uykulu bir şekilde inler, daha sonra yere yatar ve horlamaya başlar. Her köpek gibi onun da uykuya ihtiyacı var.
- “Koru Beni”: Zoomer hem akıllı hem de sadık bir dost. Ona “Koru Beni” diyince hırlayarak koruma pozisyonuna geçer ve hareket algıladığında havlar.
- “Bayılma Taklidi Yap”: Sırt üstü yere yatar ve gözlerinde X işareti belirir. Çok numaracı bir köpek!
- “Yuvarlan”: Sırt üstü döner ve yere yatar. Daha sonra tekrar ayağa kalkar.
- “Hadi Oynayalım”: Ona bu komutu verip önüne bir top koyunca onunla oynamaya başlar.
- “Otur”: Ona “Otur” deyince hemen arka bacaklarını düz tutup ön bacaklarını büker. Uslu köpek!
Zoomer çocuklar ve aileleri için sevgi dolu ve sadık bir dost. Eğer onu daha yakından tanımak isterseniz www.zoomerpup.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
21 Ekim 2014 Salı
20 Ekim 2014 Pazartesi
Küçük Kara Balık Çocuk Oyunu
Bir tarihe not yazısıdır: ) 19.10.2014
Trump Towers'ta her hafta sonu çocuk oyun katında kurulan tiyatroyu bilirsiniz, bir kere denk geldiğimizde deneyelim demiştik ve Melis'in bitene kadar oturup izlemesi, müziklere oturduğu yerden eşlik etmesine çok şaşırmıştık ve çok sevinmiştik de: ) Bilmeyenler için her Cumartesi ve Pazar saat 13:00'te kuruluyor, profesyonel değil ama çocuklar eğleniyor epeyce, ayrıca ücretsiz.
Zaman ilerledikçe biraz daha anlayıp, eve geldiğinde anlatmaya bile başladı. Haftasonu uyandığımızda, "tiyattuuu" diyerek etrafımızda dolanır oldu. Haftasonu bir gün mutlaka uğruyoruz Trump'a..
Artık rahat derdini anlatabildiği, izlediklerini anlayabildiği bu sıralarda, devlet tiyatrolarında neler var diye bakınırken, "Küçük Kara Balık" çocuk oyununu gördüm, hemen bilet aldım. Beykoz'daki Ahmet Mithat Efendi sahnesine gittik. Yakın arkadaşlarımın tecrübesine dayanarak, sahnenin hemen önünden bilet almadım, belki ürkebilir ve sürekli yukarı bakmaktan boynu ağrıyabilir, ayrıca kalkıp dolasma moduna bağlayabilir diye:) Sahneden 4-5 sıra uzak ve ortaları tercih ediniz;)
Gitmeden önce anlatmaya başladım, karanlık olacak, herkes oturacak izleyecek vs vs. diye, Melis de sürekli "ne çıkacak, ne çıkacak" diye soruyordu: ) Babamızın iş seyehatinde olması dolayısıyle, dayıcığımız ile birlikte gittik. Tahmin ettiğim gibi bizim pıtırcık bitene kadar izledi, müzikal formatında olması da tam ona göreydi.
Çizgifilm izlemeyi sevmiyordu yakın zamana kadar. Hatta bu zamana kadar izletmedik, şimdi de ilgisini çekmiyor, sanırım iyi birşey diye düşünüyordum ki, ilgisini çekmeye başladı. Abartılmadığı sürece faydası olduğuna inanıyorum. Zaten oturup uzun uzun hangi çocuk izler ki, bir süre sonra dikkatleri dağılıyor. Tiyatroyu mutlaka deneyin derim, hem kışın güzel bir aktivite, müziği seven bir kuzunuz varsa çok sevecektir, döndüğünde olayları anlatması, hatta üzerinden zaman geçtikten sonra oyunda geçen olayla ilgili birşeyler söylemesi faydalı da olduğunu gösteriyor. Devlet Tiyatrolarında daha çok çeşit varmış, onları da incelemeyi düşünüyorum..
Hatta 31 Ekim'de Arı Maya çıkacakmış, götürsem mi karar veremedim. Arı Maya'yı seviyor, ama sonuçta sinema ortamı farklı. Yüksek ses ve karanlık korkutmaz eminim de ekran ve uzun süre izleyecek olması acaba daha erken mi dedirtiyor.
Bu güzel günden kareler: )
Trump Towers'ta her hafta sonu çocuk oyun katında kurulan tiyatroyu bilirsiniz, bir kere denk geldiğimizde deneyelim demiştik ve Melis'in bitene kadar oturup izlemesi, müziklere oturduğu yerden eşlik etmesine çok şaşırmıştık ve çok sevinmiştik de: ) Bilmeyenler için her Cumartesi ve Pazar saat 13:00'te kuruluyor, profesyonel değil ama çocuklar eğleniyor epeyce, ayrıca ücretsiz.
Zaman ilerledikçe biraz daha anlayıp, eve geldiğinde anlatmaya bile başladı. Haftasonu uyandığımızda, "tiyattuuu" diyerek etrafımızda dolanır oldu. Haftasonu bir gün mutlaka uğruyoruz Trump'a..
Artık rahat derdini anlatabildiği, izlediklerini anlayabildiği bu sıralarda, devlet tiyatrolarında neler var diye bakınırken, "Küçük Kara Balık" çocuk oyununu gördüm, hemen bilet aldım. Beykoz'daki Ahmet Mithat Efendi sahnesine gittik. Yakın arkadaşlarımın tecrübesine dayanarak, sahnenin hemen önünden bilet almadım, belki ürkebilir ve sürekli yukarı bakmaktan boynu ağrıyabilir, ayrıca kalkıp dolasma moduna bağlayabilir diye:) Sahneden 4-5 sıra uzak ve ortaları tercih ediniz;)
Gitmeden önce anlatmaya başladım, karanlık olacak, herkes oturacak izleyecek vs vs. diye, Melis de sürekli "ne çıkacak, ne çıkacak" diye soruyordu: ) Babamızın iş seyehatinde olması dolayısıyle, dayıcığımız ile birlikte gittik. Tahmin ettiğim gibi bizim pıtırcık bitene kadar izledi, müzikal formatında olması da tam ona göreydi.
Çizgifilm izlemeyi sevmiyordu yakın zamana kadar. Hatta bu zamana kadar izletmedik, şimdi de ilgisini çekmiyor, sanırım iyi birşey diye düşünüyordum ki, ilgisini çekmeye başladı. Abartılmadığı sürece faydası olduğuna inanıyorum. Zaten oturup uzun uzun hangi çocuk izler ki, bir süre sonra dikkatleri dağılıyor. Tiyatroyu mutlaka deneyin derim, hem kışın güzel bir aktivite, müziği seven bir kuzunuz varsa çok sevecektir, döndüğünde olayları anlatması, hatta üzerinden zaman geçtikten sonra oyunda geçen olayla ilgili birşeyler söylemesi faydalı da olduğunu gösteriyor. Devlet Tiyatrolarında daha çok çeşit varmış, onları da incelemeyi düşünüyorum..
Hatta 31 Ekim'de Arı Maya çıkacakmış, götürsem mi karar veremedim. Arı Maya'yı seviyor, ama sonuçta sinema ortamı farklı. Yüksek ses ve karanlık korkutmaz eminim de ekran ve uzun süre izleyecek olması acaba daha erken mi dedirtiyor.
Bu güzel günden kareler: )
1 Ekim 2014 Çarşamba
Deniz Atı Tatil Köyü
Melis’li tatilimizden çok, bu tatil
köyünden sizlere yani çoluklu çocuklu insanlara bahsetmek istediğimden yazının
başlığı da bu şekilde: )
Burası İzmir – Gümüldür’de 60.000
m2 üzerine kurulu bir tatil köyü, Gümüldür’ü de burasıyla birlikte yeni
duymuştum. Yakın bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine araştırdım, uzun zamandır
internetteki görünüm ve yorumlara bakarak, tatil yeri ayarlamamaya
kararlıyken.. Fotoğrafları çok güzeldi ama beni en çok koca yeşillik alanı ve
çocuk dostu olması cezbetmişti, hemen yorumlara bakmaya başladım. Meğer buranın
müdavimleri varmış, gittiğimizde tanıştığımız kişilerden de çok duydum,
tatilimizin bir kısmını burada geçiririz mutlaka diye.. Sanırım bizim için de
artık öyle olacak.
Rezervasyon için aradığımızda şansımıza
boş yer bulduk, çook önceden ayarlamak gerek, ayrıca erken rezervasyondan da
faydalanmak lazım kesin gitmeye niyetiniz varsa, fiyat farkediyor gerçekten.
Biz tam sezonda ve önceden planlı gitmediğimiz için faydalanamadık maalesef. Ama baştan şunu
sölemeliyim ki, eğer çocuğunuz yoksa ya da etrafta bi sürü bebek ve çocugun
olduğu bir tatil yapmak istemiyorsanız hiç uğramayın bile ! J
İnternet sitelerindeki şu cümle,
gerçekten burayı anlatıyor ; “Uzun açık büfelerde yemek kuyruğu beklemeden, havuz kenarlarında balık istifi güneşlenmeye çalışmadan,
kavurucu akdeniz güneşinden bunalmadan, rafine bir tatil için sizi Denizatı'na bekliyoruz” .
Biz bu yılki tatilimizi 3 ayrı
yerde geçirdik, bayram sebebiyle uzun bir tatil oldu. Etraftakiler çocukla iyi
cesaret dese de, Melis de bize uyum sağlıyor gezme-tozma konularında: )
Denizatı’na gelince, sahiline yakın
kocaman bir yeşil alanı var, denizden sonra Melis kumla oynamaya doyunca bu
alanda vakit geçirdik biz. Havuza girmesini istemediğim için genelde
denizdeydik, uzun iskeleden atlayanları izlemek en keyif aldığı şeydi, kendi
kova ve oyuncaklarını bırakıp, diğer çocukların ve genelde de kendinden yaşça
büyüklerin eşyalarıyla oynamak istiyordu, yaptıkları kumdan kaleleri yıkıyor,
oyunu kendi kurmuş gibi sahipleniyordu: ) Bu süreçte onu oyalamak, vazgeçirmek
için nasıl maymuna döndük tahmin edersiniz: )
Sabahları minikleri eğlendirmek
için kurabiye yapma, boyama, oyunlar gibi çeşitli aktiviteler yaptırdıkları bir
alan ve bu alanın yanında güzel bir park var. Bu alana yakın bir yere
şezlonglarını seçiyor ve içiniz rahat güneşlenebiliyorsunuz, kuzucuğunuz da
eğlenmiş oluyor. Kaldığımız dönemde bir akşam çocuk partisi düzenlediler,
sonunda da miniklerin sabah yaptıkları kurabiyeleri ikram ettiler: )
Yemekler konusuna gelince; Melis o
dönemde yemek konusunda bizi baya uğraştırdı, mama sandalyesinde sesleri
çıkmadan oturup yemeklerini yiyen çocukları olan ailelere nasıl bakıyordum
bilemezsiniz: ) Mama sandalyesinde oturmaz, birimiz yemek yer, birimiz peşinde
koşar modda, zorla yemek yedirdik, seçenek çoktu, bu yüzden birini yemezse
diğerini dene şeklinde uğraşlar içindeydik sürekli. Bebek ya da çocuksuz bir
masa yoktu, halden anlar bakışlarla karşılaşıyorduk hep, garsonlar ve diğer
masadakiler de arada bizim kadar uğraştı: ) Hijyen konusuna da özen
gösterdikleri belliydi, tatil yerlerinde ne kadar hijyen olur ki derim hep ama
burda içimiz rahat yemek yedik diyebilirim.
İnternet sitelerinden açık restoran alanına bakarsanız, her akşam bu
alandan çamaşır suyu kokusu geliyordu, derin bir temizlik başlıyordu.
Öğle yemeğinden sonra etraf bebek
arabasıyla dolaşan kişilerle doluyordu, kuzular uyuyunca etraftaki hareket
biraz azalıyordu tabi: ) Sonra anneler güneşlenmeye, babalar da ya bir aktivite
ya da uykuyaa..
Odalar bungalow şeklinde, tek kötü
yani, çocuklu aileler için banyosu çok küçük. Bunun dışında benim takıldığım
minik detaylar vardı tabi ama gözardı edilebilecek şeyler diyelim..
Akşamları mini discosu var, Melis’i
yemekten sonra götürüyor, uyku saatinde ağlayarak çıkarıyorduk, o kadar eğlendi
ki, sürekli oynadı: )
Yemek sorunu, denizden çıkmak
istememesi dışında bize hiç sorun çıkarmadı miniğim. Öğle ve akşam uykuları
yine aynı düzenindeydi, öğle saatinde yorulup sızıyor, yaklaşık 3 saat
uyuyordu. Akşamları da aynı şekilde mini discoda yoruluyor ve hemen uyuyordu.
Hala ilk aldığımız arabasını kullanıyoruz, yani yatak gibi, biraz da konforlu
hale getirince yatağındaymış gibi uyuyor ve geç saatlerde içimiz rahat o
yanımızda uyurken gezebiliyorduk. Baston pusetleri hiç tercih etmedim, dışarı
çıktığımızda eğer uyku saatine denk geldiğinde de dışarda olacaksak arabasını
alıyoruz açıkcası, bunun dışında taşımıyoruz. Bastonlar hafif diye tercih
ediliyor ama ben onların içinde boynu iki büklüm uyuyan çocuk görünce içim
gidiyor walla..
Çocukla nasıl rahat tatil yaparım
düşüncesiyle mekan arayışındaysanız, yemek sorunu olmadan, hem doğayla içiçe,
hem denize sıfır, hem eğlenceli.. Mutlaka inceleyin ve hiç şüphesiz gidin
derim.
Sevgiler.
Etiketler:
2 yaş,
2 yaşındaki bebekle tatil,
2 yaşındaki çocukla tatil,
çocuk dostu tatil yerleri,
çocukla gezilecek yerler,
çocukla tatil,
çocuklutatil,
denizatı,
denizatı tatil köyü,
gümüldür,
izmir
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)