İsim:

Email: *

Mesaj: *

İsim:

Email: *

Mesaj: *

25 Şubat 2013 Pazartesi

Prof. Dr. Tansu Küçük ile Söyleşi..

Acıbadem Maslak Hastanesi'nde hala görevine devam etmekte olan doktorumuz Sn. Prof. Dr. Tansu Küçük ile yaptığımız röportajı, faydalı olabileceğini düşünerek aşağıda yayınlıyorum.  Kendisi ile ilgili daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. 

Malum hamilelik, öncesi/sonrası, doğum gibi konulardaki merakımız, sorularımız hiç bitmez. Önemli olduğunu düşündüğüm bir kısmını kendisine yönelttim ve özenle yanıtladığı için tekrar teşekkür ediyorum..



·                   Bebek sahibi olmaya karar verildikten sonra ne tür kontroller ve testler yaptırılmalıdır ?
Genç insanlarda genellikle check-up alışkanlığı yoktur. Zaten çoğu durumda da sağlıklıdırlar. Ama yine de basında da sıkca gördüğümüz gibi sporcu olacak kadar sağlıklı insanlarda bile çok ciddi, ölümcül durumlar olabiliyor. Bu nedenlerle her hastanede yapılabilecek kadar basit bir kontrol programından geçmekte yarar vardır. Gebeliğe ilişkin olarak, TSH ile tiroid fonksiyonları, rubella IgM bakılarak kızamıkçık bağışıklığı, smear testi yapılarak rahim ağzı sağlığı ve bebeğe bulaşabilecek viral hastalıklar kontrol edilmelidir. Kilo fazlalığı varsa ayarlanmalıdır. Kronik hastalık ya da sürekli ilaç kullanımı varsa hastalığın gebeliğe ve gebeliğin hastalığa etkileri doktor ile tartışılmalıdır.

·                    AMH (Anti-mullerian Hormon) önemi  ve hangi durumlarda başvurulması gerektiği konusunda bilgilendirebilir misiniz ?
AMH yumurtalıklarda havuzda bekleyen küçük yumurtalardan salgılanır. Yaş ilerledikçe havuzdaki yumurta sayısı azalır ve AMH düşer. Ailede erken menopoz olan kadınlarda, yumurtalık ameliyatları geçirenlerde, kanser tedavisi görenlerde bu azalma daha erken ve hızlıdır. Henüz aile planlamasını tamamlamamış kadınlarda AMH bakılarak yaklaşık menopoz zamanı hesaplanabiliyor. Gerekli durumlarda acilen yumurta dondurulması öneriyorum.

·                    Hamileliği anne ve bebek açısından sağlıklı geçirmek için neler yapılabilir ?
İyi bir motivasyonla hamile kalmak ve doktor ile iyi bir iletişim kurmak çok önemlidir. Profesyonel desteği tam verecek sağlık personeli kontrol programını ve yapılacak testleri en başında planlamalı ve hasta kendini güvende hissetmelidir. Eşlerin desteği de kaçınılmazdır tabi ki...

·                    Endişe ve kaygı duygusu hamilelik sürecinde tüm kadınların ortak duygusu, hangi durumlarda doktora başvurulmalıdır?
Hemen her durumda: çünkü kaygıların tıbbi bir temeli olmasa da hastanın psikolojk desteğe ihtiyacı olabilir. Bunu analiz etmek ve yönlendirmek kadın doğum hekiminin sorumluluğudur.

·                    Ultrason bebeğe zarar verir mi ?
Şu ana dek bilinen bir zararı bulunamadı. Ultrason ile izlenen ve doğan bebekler neredeyse 35 yaşına geldi, sorun yok.

·                    Doğum şekline kim ve nasıl karar vermeli, doğum şekli ne olursa olsun epidural anestezi uygulanmasını uygun buluyor musunuz ?
Doğum şekline bebek karar verir. Hamile kadınlar 9 aylık izlem boyunca önyargısız olarak kontrollere gitmelidir. Dikkatli bir hekim bebeği ve anneyi değerlendirerek uygun yöne doğru eşlik eder ama yine de aniden çıkabilecek sorunlara karşı da dikkatli olmaya devam eder. Epidural anestezinin de kendine özgü riskleri vardır ama genelde iyi ellerde son derece konforlu bir durumdur.

·                    İki doğum arasında ne kadar süre olmalı, bu süre doğum şekline göre değişir mi ?
İki gebelik arası 2 yıl gibi bir süre önerilmektedir ama bu anne yaşına göre kısalabilir de. Daha ileri yaşta anne olanlarda daha kısa tutulabilir. Sezaryen ya da normal doğum olması artık pek etkilemiyor bu durumu.

·                    Emziren kadınların gebe kalamayacağı düşüncesi doğru mudur ?
Değildir. Özellikle 5nci aydan itibaren süt verme devam etse de korunmaya başlamak doğru olur.

·                    Doğum sonrası nelere dikkat edilmeli, ne kadar sürede kontrole gidilmeli, Smear testini her kadın muhakkak yaptırmalı mı ?
Doğum sonrası ilk kontrol 1 hafta sonra, ikinci kontrol 6 hafta sonra lohusalık bitiminde yapılır. Daha sonra 5-6 ay civarında kontrol, smear ve gebelikten korunma durumu konuşulmalıdır. Smear testi sıklığı değişmekle birlikte herkese önerilmektedir.


20 Şubat 2013 Çarşamba

Soran Anne'den Çekiliş, Haydiii !!

Soran Anne güzel bir çekiliş yapıyor, hediyesi de blog teması, bence süper;)
Haydi bakalım..

Soran Anne


18 Şubat 2013 Pazartesi

Hippo Party

Çocuklarınız için güzel bir aktivite arıyorsanız, hem sosyalleşsin, hem eğlensin, e o esnada biz de arkadaşlarımız ile aynı mekanda rahat rahat sohbet edelim diyorsanız, size keyifli bir adres; http://www.hippoparty.com/.

Mekan Etiler'de yeni açıldı.
Üst katında minikleri eğlendiren ilgili kişiler mevcut ve siz alt katta kahvaltınızı yapar, kahvenizi yudumlarken kamera ile izleyebiliyorsunuz. İsterseniz özel bir işinizi halletmeniz gerekiyor ise, belli bir saat için de bırakabiliyorsunuz..
Mekan küçük ve rezervasyon şart !

Bunlar yakın bir arkadaşımın deneyimledikleri.. 

Melis için henüz erken olabilir ama, 1 yaşını geçen bıcırıklarınızı kapıp gidebilirsiniz;)






Ayrıca Mart ayında çocuk yogası da başlıyormuşşşş




Aquababies

Şirket doktorumuz İbrahim Bey'in Aquababies ile ilgili bilgilendirmesi ve deneyimini sizlerle paylaşmak istedim.
Eğlenceli ve kesinlikle faydalı olacağı düşüncesindeyim.. Toplantı sonrası detayları sizlerle paylaşacağım...

Sevgiler,






Adından da anlaşılacağı üzere “Aquababies”, bebekler ve çocukluk çağındaki yumurcaklarımız için dizayn edilmiş bir “suda güvenle kalma” programının ismi. Yurtdışında bu konuda  oldukça çok sayıda kurs olmasına karşın, ülkemizde bu konuda faaliyet gösteren  tek temsilci “Aquababies-tr”.  Yirmi yıldan daha fazla bir süredir İngiltere meşeili eğitim veren programın Türkiye temsilcisi Ayşe Natalie Akcan ile görüştüm. Ayşe hanım , rica ettiğim Vodafone’daki arkadaşlarla bilgilendirme toplantısını , seve seve yapabileceğini belirtti.

Bu bir “yüzme” öğretme programı değil. Bu bebeğin su ile doğuştan gelen ancak sonrasında gerek davranışsal gerekse üzerine gidilmediği için unuttuğu ilişkiyi canlı tutmak üzerine. Bebeklerde su altında nefes tutma refleksi doğuştan gelen ancak 2 yaş sonrasında unutulan bir refleks. Bu programın amaçlarından biri bu refleksi işitsel ve dokunsal  uyaranlarla canlı tutmak ve unutmamalarını sağlamak. Ayrıca suda rahat hareket etmek, motor fonksiyonlarına ve kişisel güven gelişimine katkıda bulunmak, bebek-ebeveyn ilişkisini daha da güçlendirmek amaçlı bir program. Zaten web sitelerinin ana sayfasında kısaca bahsediliyor.

Şahsen kendi bebeğim için faydalarını tecrübe ettiğim bu programdan, daha fazla sayıda arkadaşın haberdar olmasını ve faydalanmasını istiyorum. Kendi deneyimimden bahsedecek olursam şöyle sıralayabilirim; Bebeğim 6 aylıkken kursa kayıt oldu ve halen ( 11.aydayız) devam ediyoruz.

En başta gözlemlediğim gelişme kas kontrolündeki olumlu etkisi oldu. Kesinlikle kas koordinasyonu ( ince ve kaba motor gelişim ) ve bebeğin kendi dengelemesini sağlamada faydası olduğunu gözlemliyorum. Özellikle sırt kaslarının kontrolünün artması sayesinde bence yaşıtlarından daha kısa sürede sıralamaya ve yattığı yerden kalkmaya başladı.

Su ile olan ilişkisinin çok geliştirdiğini görüyorum. Gerek havuzdaki dersler esnasında gerekse evde banyo yaptırıken artık suyla olan ilişkisi çok iyi. Hatta banyo yaptırırken çıkmak istemiyor.

Ebeveyinle ( ki annesi ile havuza giriyor ) ilişkisi daha yakın oluyor. Annesine olan güven duygusunu geliştirmek bir yana, anneye de bebeği ile gerçekten daha yakın iletişim kurmasına olanak sağlıyor. Ayrıca bebeğin gelişiminde kendine güven duygusunu pekiştiriyor, gerçekleştirmiş olduğu yeni durumu teşvik ediyor.

Bebeğin suyla olan doğum sürecinden gelen doğal yatkınlığı sayesinde bebek , kendini güvenli ve “tanıdık” ortamda hissediyor. Özellikle ders günlerinin sonrasında daha rahat bir uyku uyuduğunu ifade edebilirim.

Eşim yüzme bilmeyen bir anne idi. Eğitmenlerin ve Ayşe hanımın yardımlarıyla bunun bir problem olmadığı anlatılmıştı. Gerçekten ilk 5 ders eşim yüzme bilmeden derslere devam etti. Sonrasında onun için de bir teşvik oldu ve şimdi yüzme dersleri alıyor.Dolayısıyla birlikte zaman geçirebileceğimiz ek bir hobimiz daha oldu.

Teorik olarak belirttikleri ancak bizim belki de 6 aylık olduğumuz için farketmediğimiz kolik ağrıları üzerinde de etkisi olduğu belirtiliyor.

Bu güzel ve gerçekten faydalı olduğunu düşündüğüm kurs hakkındaki bilgilendirme toplantısına tüm arkadaşları beklerim. Organizasyonu yapıp bana dönersen sevinirim. Ayrıca ekte bizim afacanın havuzda çekilmiş iki fotosunu da paylaşıyorum. :)


Sevgilerimle,

Dr.İbrahim Turfanda
İşyeri Hekimi / Company Physician


Vodafone Turkey

14 Şubat 2013 Perşembe

7. Ay “Yaşasın Artık Isırabiliyorum :)”


Başlıktan da anlaşılacağı üzere, 27 Ocak’ta yani tam 6 ay 3 haftalık iken iki dişimiz belirdi: ) Biri daha tam göstermedi kendini.. Diğeri ise tam patlamış durumda: ) Anneanne ve babacık hep kontrol ediyormuş meğer ama benim hiç aklıma gelmiyordu arada kurcalamak, acaba dişi çıktı mı diye.. Dolayısıyle yine bir Pazar günü annem bize geldiğinde ben Melis’in eski eşyalarını kaldırırken ( büyüdü de eski eşyaları oldu:) ) beni izliyorlardı ve birden bir tepki.. Sevindik ama duygulandık da, büyüyor kuzucuğumuz diye, garip bir his, bilirsiniz. Hemen diş buğdayı yapacağız diye heyecanlandık ancak ben tamamen görünmesini bekliyorum ki anlamı olsun, değil mi ? Fotolarımızda görünsün minik farenin dişleri: )

Bu ayki doktor kontrolümüz de iyi geçti, kilo boy vs kontrollerimiz de, 6 ayı bitirdiğimiz için bütün aşılarımız da bitti, taa ki 1 yaşına dek. Buna çok sevindim, pıtırcığım artık muayenede ağlamayacak, yine doktorla oynaşmaya devam edecek: ) Artık epeyce haraketlendiği, birşeyleri anladığı için bizim için oldukça komik geçiyor..

Ek gıdalarımıza yine ek olarak, kıyma ve kahvaltıya başladık. Kıyma olarak daha hafif olduğundan kuzu kıyması alıyoruz çorbasına katılmak üzere. Çorbamız bol mevsim sebzesi içeriyor. Geçenlerde tarhana vermeyi denedim ve bizim pıtırcık bunu daha çok sevdi. Kahvaltı yaptırırken zorlanıyorum, sanırım yumurtayı çok sevmiyor ya da ben yemek yedirmeyi henüz beceremiyorum. Çünkü haftaiçi annem ben yediriyorum diyor: ) Çorbasını günlük yapıyoruz, vitaminlerini yitirmesin diye. Kahvaltıyı da anne sütü ile karıştırıyoruz, gerçi o bulamaç gibi şeyi nasıl yesin yavrucuk haklı bi yandan. Bazı kişiler herşeyi ayrı yediriyoruz diyor ama bence Melis için bu yöntem erken sanki, denemedim açıkcası. Gelecek ay bakliyatlara başlayacakmışız. Artık herşeyden, tabi öyle zararlı şeylerden değil de, kısmen tattırıyoruz. 9. Ayı da bitirsek bu konuda daha rahat olacağım. Bakla, kivi gibi ve gaz yapacak şeyler zaten yasak biliyorsunuz. Su içmeyi hala sevmiyor, sanki iğrenç bir şey içiyormuş gibi tepki veriyor ve yutmuyor. Alışacak sanırım zamanla...

Uyku düzenimiz de çok yoluna girdi diyemeyeceğim. Uykuya dalma sorunu yaşıyor hala pıtırcık. Sallamak da çok çare olmuyor çünkü bi anda kaldırıp kendini oturuyor: ) Açlıktan diye düşünüyorduk ama tok olduğuna çok emin olduğum zamanlarda da uyanıyor, derdi sürekli emmek aslında. İşe gitmeyecek olsam, bunu hiç dert etmeyeceğim, yaşadığımız en muhteşem şey çünkü Melis’le ama sabah işe gidecek ve çok erken kalkacak olmak zorluyor, bu yüzden yanımda yatırmaya başladığımı itiraf edeyim. Buna çok karşı olan ben maalesef yanımızda yatırıyorum geceleri ara ara. Alışacak, sakın yapma diyenler çoğunlukta ama ben şikayetçi değilim. Zaten neyi büyük konuştuysam aynısını yaptım bu süreçte, eminim birçok kişi de yaşamıştır aynı şeyleri: ) Sallamayacağız diye beşiğin sallama aparatlarını çıkardım, uyusun diye ayakta bile sallıyoruz, evimizin bir köşesinde hamak var. Yanında yatırılarak emzirilir mi derdim, birazcık kestirebileyim diye bunu da yapıyorum. Bebeğin bulunduğu odada cep telefonu olmayacak der, gelen misafirlerin bile telefonlarını çıkarırdım, şimdi ağladığında video izletiyorum: ) 6 aydan sonra odasında yatmalı olur mu öyle şey derken, henüz odasına geçirmeye kıyamıyorum. Emzik miiii asla derken, vermedim, sonra alışsın diye neler yaptım ama geç kalmış olmalıyım ki reddetti.  Uykusuz asla duramam derdim, çok uykukolik biri olarak, şimdi 5 dk.lık uyku ile ne kadar enerjik olunabileceğini, 2-3 saat aralıksız uykunun kıymetini anladım..
Ve bunun gibi birçok şey : ) Yapacak birşey yok, yaşayıp görüyoruz. O yüzden aman önceden öyle boşa atıp tutmayın: )

Kuzucuğum sanırım karnımdayken çok dinlediğinden olmalı, müziksever oldu çıktı: ) Ona özel cd lerimiz var, çocuk şarkılarından oluşan, ben bile çok eğleniyorum, o kadar güzel.. Akşam iş dönüşü evde şenlik oluyor ve o kadar mutlu oluyor ki, hoplayıp zıplıyoruz. Hırpalayarak pek haşin sevenlerden bir annesi var, alıştı ister istemez, oyun bekliyor resmen beni görünce. Babasıyla da güzel vakit geçiriyor, çoğunlukla o uyutuyor Melis’i, buna alışırsa süper olacak: ) Hergün “İyi ki doğdun Meliiis” diyerek oynatıyorum onu ve nasıl gülücüklere, kahkahalara boğuluyor, yani hergün bizim evde doğum günü var: ) Prova yapıyoruz;)

Oyuncaklarla da arası iyi olmaya başladı, aslında sanırım heves ve acele ile bazı şeyleri erken satın aldık. Mesela oyun halısı; hiç vakit geçirmiyor sıkılıyor diye söylenirdim ki, daha yeni yeni baya oyalanmaya başladı, arada kendi yatağında da oynaması için bırakıyorum, mevcut oyuncaklardan sıkılmaya başladı biraz, abartıp fazla oyuncak da almak istemiyorum, hem para hem de yer tasarrufu için çok almamak lazım, dayanabilene.. E-bebek’e girdiğimizde Melis’ten çok biz eğleniyoruz oyuncak reyonunda: )

Yürüteç alsak mı diye düşünüyoruz ama karar veremedik, daha vaktimiz var zaten. Zararlı diyen bir kesim var ama benim düşüncem bu yönde değil, ne zararı olabilir ki, erkek bebekler için belki.. Ama yürümeyi kolaylaştırıp, anneciğimi de kısmen dinlendireceğini düşünüyorum, fikirlerinizi beklerim..

Zaman zaman hamile iken yazdığım haftalık yazılara bakıyorum da, dün gibi.. Genelde hamilelik dönemini çok özlemez insanlar, ben tam tersi o dönemde giydiğim kıyafetleri kaldırırken bile içim cız etti, gerçekten mide bulantılarımı dahil etmezsek çok ama çok güzel geçirdim, hem ruhen, hem fiziken.  Bunda tabii ki aile, arkadaş desteği, psikolojiniz ve doktorunuzun büyük katkısı var, bu ayki kontrolümüzde Tansu Bey’e yeniden teşekkür ettim bu yüzden, psikolojik desteği, ilgisi, davranışları herşeyiyle çok yardımcı oldu. Melis karnımdayken çektiğim videolar, hepsi ne kadar taze..Biriken birçok hatıra var onun için şimdiden, fotoğrafları, videoları, yazdıklarım, ilk tırnakları, minicik ayak izi, ilk yastığı ( üzerinde uyutup büyüttüğümüz), ilk ıslak mendilinin poşeti:) :)  gibi.. Bunları anlayacak yaşa gelene kadar daha neler eklenecek kimbilir...

















Annecimmm ve Melis;)

11 Şubat 2013 Pazartesi

Bal Kabaklı Muhallebi

Doktorumuz gece muhallebisi vermişti bize, Milupa'nın.. Hazır olduğu için çok içime sinerek almamıştım ama denemek de istedim, 7 tahıllı, tok tutar v.s. diye.. Fakat Melis hiç mi hiç sevmedi. Biz de her akşam olmasa da, uyumadan önce, o günkü yemek yeme durumunu da düşünerek, pirinç unu ile muhallebi yapıyoruz arada. Pirinç ununu kuru bir şekilde öncesinde iyice kavurmuştuk, yaparken de su ile yapıyoruz ve içine biraz pekmez katıyoruz. Buna bayılıyor: )

Bir tarif daha duydum ki kısa zamanda deneyeceğim. Sizlerle de paylaşmak istedim. 
Balkabağı bebekler için çok faydalıymış, lifli ve besleyici olması açısından.. Özellikle turuncu sebzeler ( kavun, havuç, şeftali, kayısı vs. ) beta-karoten içerdiğinden tüketmek oldukça önemliymiş. Beta-karoten birçok kanser çeşidinin, damar hastalıklarının önlenmesine yardımcı oluyor.

Balkabağında kabak çekirdeği yağı olduğundan, E vitamini sayesinde önemli bir antioksidan ve zengin bir çinko kaynağı..






Gelelim tarifimize, çok basit..

Bir avuç kabağı küp küp doğruyoruz, içine 5 adet kuru kayısı, biraz çekirdeksiz üzüm, siyah üzüm koyarak hepisini haşlıyoruz ve ceviz de ekleyerek rondodan geçiriyoruuuz.

Sonra umuyorum ki minikler afiyetle tüketiyor: )





Melis'in Doğum Haritası :)

Gökyüzüyle pek haşır neşir olan, gezegenleri yakından takip eden: ) tanıştığı kişilerin önce burcunu sorgulayan, Rezzan'cığının (Üniversite'deki cannn dost, arkadaş, abla, vesair..) engin bilgileri ile kendini geliştiren: ), tam bir Balık, e yükseleni de Yengeç olan ben, Melis'in doğum haritasını burda yayınlamazsam olmaz değil mi ? 

Balık'ın en iyi anlaştığı burçtur Yengeç, çok istemiştim denk geldi, benim kuzucuğum da Yengeç oluverdi, dolayısıyle Aşk'ımız daha büyük;)




Güneş Burcu: Yengeç
  • Duyarlı hassas ve kırılgandır , ilgi ve şefkat bekler, çabuk kırılır ve alınır. Tartışmanın olduğu ortamda rahat edemez.
  • Kendisini duygusal anlamda güvencede hissedebileceği bir ortam yaratma güdüsündedir. Diğer insanlarla ilgilenme ve onları koruma arzusundadır.
  • Sudan hoşlanır, denize ilgi duyar.
  • Olaylarla tek başına yüzleşmekte zorlanacaktır. En zorlandığı şeylerden biri, aileden yoksunluktur. Aile kökleri çok önemlidir. Geçmişten gelen şeylere de büyük değer verilir.
  • Evini, rahatını ve huzurunu çok sever. Dışarıda olmaktan çok, evde, yakın çevrede ve sevdikleriyle vakit geçirmek ister. Evinden taşınmış veya çevre değişikliği yapmış olsa da, eski oturduğu yeri ve çevresini hiç unutmaz.
  • Ebeveynlerine bağlıdır. Onlara değer verir. Ailenin önemini hiçbir zaman unutmaz. Eğer eşi ebeveynlerine aynı önemi vermezse, sırf bu yüzden bile onunla geçinmesi zorlaşacaktır.
Yükselen Burcu: Terazi

Hayattaki öncelikli amacı, denge yaratabilmek ve hareket özgürlüğü kazanmaktır. 

Sosyal becerileri çok gelişmiştir. Dışarıda vakit geçirmekten hoşlanır. 

Güçlü bir adalet duygusu vardır, haksızlıktan hoşlanmaz. 

Cana yakın uyumlu ve kibardır. Ancak Mars’ın yükseleninde bulunması onu bazen tepkisel yapabilir . Haksızlıktan çok rahatsız olur. Hatta bunun için mücadele edebilir. 

Marsın 9.evdeki jupiterler acısı onun hukuk alanında da çok başarılı olabileceği hatta bu alanda eğitim alma olasılığını akla getiriyor. Yükselen yöneticisi Venüs’ün de orada bulunması bunu kuvvetlendiriyor. 

Iyi bir yüksek öğrenim alabilir, hayatında eğitim öğrenim çok önemli olabilir. Diğer kültürler ve uzak ülkeler ilgisini çekecektir. Hatta orada eğitim alma ve yaşama olasılığı da var. ( Eğer güney ay düğümü bunu engellemezse..)

Genel olarak şanslı olacaktır. Refah ve para pul konularında talihli olabilir. Venüs in ikizlerde olması ilişkilerinde mantıklı olabileceğini akla getiriyor. 

Yine Ay ile olan üçgeni annesi tarafından çok sevildiğini göstermekte (Bunu biliyoruz:) )

Ay Burcu: Kova  

Mantıklı, bazen mesafeli , arkadaşlıklarına önem veren özgürlüğüne düşkün. Zaten haritasında genel olarak hava elementi ağırlıkta. 

İletişim, bilgi alışverisi, sosyallik ve özgürlük temaları aktif. Toprak elementi ise en düşük,  bu da plan ve projelerini hayata geçirirken zorlanabileceğini, organize olmakta bazen zayıf kalabileceğini gösteriyor.

Güneş’in Yengeç burcunda 10.evdeki yerleşimi , mesleğine otorite ve merkezde olmayı isteyen bir yapı getirebilir. 

Yiyecek, içecek, besleme, koruma, bakma, muhafaza etme , para biriktirme gibi işler onun için uygun olabilir ve bu pozisyonda bir yere de gelebilir. Işine arkadaşlıklarında ve çeşitli gruplardan destek alabilir. Ya da onlarla ilgisi olabilir .

Neptünün 6.evde olması, alkol sigara ve ilaçlara karşı bünyenin hassas olabileceğini ve dış etkilere çok açık olabileceğini gösteriyor. Alerjik reaksiyonlar olabilir.  

Ayaklar, tırnaklar bağışıklık sistemi hassastır. Başkalarına karşı çok fedakar ( özellikle yanında , hizmetinde çalışanlara karşı )

Güçlü bir servis ve başkalarına hizmet etme yeteneği ve iç güdüsü vardır.