11. ayımızı
bitirmemize az kaldı, hem heyecanlı hem duyguluyuz epeyce, minik mucizemiz 1
yaşına girecek ! 1 yaşı atlatınca, bazı şeyler biraz daha kolaylaşınca ya da
düzene oturunca diyelim, çok çabuk geçiyor zaman diyorlar, bakalım bizim için
de öyle olacak mı..
Dişlerimizi
5’ledik, uzun aralıklarla sıralanıyorlar, çok sancılı geçmiyor bizim için bu
süreç, huysuz olması dışında ne ateşimiz çıktı ne de hastalandık diş yüzünden,
umarım böyle devam eder.
Yemek
konusunda artık herşeyi yiyebiliyor durumda olmamıza az kaldı,
tuz-şeker-bal-süt ve alerji yapma ihtimali olan yiyecekler dışında herşeyi
yiyoruz. Sanırım Melis tatlıyı çok sevmeyecek, alakası var mıdır bilemem ama
hamileliğim sürecinde ben de karpuz haricinde öyle deli gibi tatlı yemedim,
canım da istemedi. Kahvaltıdaki tatlı şeyleri, meyve pürelerini filan, çorba
içtiği gibi iştahlı yemiyor bu yüzden. Eliyle yemeye alışsın diye sürekli
birşeyler verip, alışmasını sağlıyoruz.
Doktor
kontrolümüzde aşı sürprizi ile karşılaştık bu ay. Aslında aşı yoktu bu dönemde
ancak yeni aşı çıkarmış Sağlık Bakanlığı, Meningokok yani Menenjit Virüsü için .. Detayları buradan okuyun bence ! Rota Virüsü’nde olduğu
gibi yine bize bıraktı kararı doktorumuz. Şöyle ki, aylık vaka sayısı 15’i
aşmıyormuş, ama Allah korusun, olunca da
baya riskli geçen bir aşıymış, tabi bunu duyunca hiç düşünmedik bile. Herşey
normaldi, kilosu kendi gelişme düzeyinin üzerine bile çıkmış, boyu, diğer
ölçüleri vs. Bu arada göz muayenesine gitmemiz gerekir mi diye sorduk, şu an
değil ama 14. ay gibi gidilmeliymiş. Bir sonraki kontrolümüz artık 1 yaşında, o
zaman da aşılara devam..
Kenarlarda
sıralamaları çoğaldı, yoğun bir ayakta durma isteği var, oturup oyuncaklarıyla
vakit geçirme süresi azaldı. Ama yürümek için bana henüz daha zaman varmış gibi
geliyor. Kaşla göz arasında kendini atıp düşebiliyor bu süreçte, yürüyünce daha
tehlikeli olup, artacak düşme sayısı : (
Çoğunluk
zorlaşacak dese de, ben daha rahat olacağını düşünüyorum. Çünkü zaten kucakta
durmuyor, bebek arabasına binmek istemiyor, e oturup oyuncaklarıyla da
oyalanmıyor, sürekli ellerinden tutup gezdiriyoruz ya da ayakta durunca
yanıbaşında korumaya çalışıyoruz, kısaca hep haraket halinde.. Yürüyünce daha
kolay olacak diyorum bu yüzden. İlk adım öncesi ayakkabısı almıştık, Nu-Bebe’yi
tercih ettik, ayakta durmaya başlayınca ve yürüteç kullandığımız için ilk adım
ayakkabısına geçtik, bu ayakkabılar da çok sert ve görüntü olarak benim çok
hoşuma gitmiyor, seçenek de az.. Sanırım başka seçeneğimiz yok, tamamen rahatça
yürümeye başlayana kadar idare edeceğiz.
Oyuncak
olarak, hevesle aldığımız şeyleri değil de, tas-tabak-pet şişe gibi garip
şeyleri tercih ediyor : )
Ayrıca
kitaplara feci merak saldı, çocuklar için olan renkli kalın kitapları
kurcalayıp duruyor, hatta ben çevirip, birşeyler gösterip konuşunca dinliyor: )
Evdeki dergiler genelde elinde..
Bu ay
hamilelik zamanını saymazsak, ilk anneler günümüzü de yaşadık: ) Her anneler
gününde babamla gizlice çiçek ekerdik anneme ya da onun planladığı birşeyleri
yapardık, o gün gelsin de vereyim diye nasıl heyecanlanırdım ve ne mutlu
olurdu, şimdi anlıyorum hislerini.. Bu günü özel geçirelim istedik, bir gün
öncesinde kardeşim, biz ve annem ile birlikte güzel bir yemek yedik,
hediyelerimizi verdik/aldık : ) Gayet keyifliydi, annem için en güzel hediye
tabii ki bizi mutlu görmek, Melis’in ufacık gülümsemesi, onun kucağına
atlaması.. Aynı şekilde benim de; onları keyifli, kahkahalı, sağlıklı, huzurlu
görünce inanın başka dileğim olmuyor. Neden
Anneler Günü var diye düşünmüyor da değilim bu günde, annesi yanında olmayanlar
aklıma gelir hep, içim acır..
Anneler Günü’nde
de sitedeki benim gibi yeni anne olan yakın arkadaşlarımızla bir kahvaltı
düzenleyip, Anneler Günü’müzü kutladık : ) 3 bebikle kahvaltı eden bizler,
bence dışardan çok komik görünüyorduk, bir yandan onlarla ilgilenip, bir yandan
kahvaltı yapıp, muhabbet etmeye çalışmakla : ) Hava da güzel olunca, çok da
keyifliydi... Yakınımızda Melis’in arkadaşları çok, şimdiden her akşam sitede
oynamaya çalışıyorlar, büyüyünce daha eğlenceli olacak ! Vakit geçireceği,
paylaşabileceği bebiklerin olması mutlu ediyor beni. Gelişimine katkısının çok,
çok büyük olduğuna inanıyorum.
Ne
evlenmesi, ne çocuğu v.s. derken şimdi aşağıdaki karede
Anneannem-Annem-Ben-Melis biraradayız. Çocuğum olacak ise mutlaka kız olmalı
derdim, dualarım kabul oldu, kızım olacak ve 4 nesil fotoğraf çekileceğiz diye
gülerdik.. İşte gerçek.. Bu kareyi çok daha uzun yıllar fotoğraflayabilmek
dileğim. Anneannemin “İnşallah senin gibi bir kızın olur” duası da gerçek
olursa daha ne istiyeyim, kız olması konusu ok, anne düşkünlüğü ve annesine karşı
benim gibi hissetmesi de benzerse... ; )
Kuzucuk
işten geldiğimiz saati biliyor bence, o saate doğru değişiyor diyor annem : )
Beni görünce nasıl heyecanlanıyor, kucağıma alana kadar ayrılmıyor yanımdan.
Herşey bu minik mucizelerin elinde değil mi ? 2 saniyede sizi dünyanın en mutlu
insanı gibi hissettirmek ya da ufacık bi huzursuzluğunda/hastalığında dünyanın
en mutsuz insanı yapmak da. Hep sağlıklı olsunlar, hep gülsünler !
Ayrıca akşam
saatlerinde çok hırçınlaşabiliyor bazen ve annem gün içinde böyle değildi
dediğinde, bize kasıtlı yaptığını düşünmüyor değiliz : ) Eve yorgun gelip, hiç
oturamayıp, bir de kuzucuk huzursuz olunca yorgunluğu daha da artıyor insanın
ve çok sabırlı/tahammüllü olmak gerekiyor, bu da anneliğin zor yanlarından
işte, öyle herşey süper modda geçmiyor her zaman. O uyuyunca da kendi
işlerinizi halletmeye çalışıyorsunuz bir an önce.. Koşturmaca bitmiyor yani ! Tam
bu zamanlarda bazen şöyle eski akşamlarınıza bir yolculuk yapıyorsunuz, işten
gelip uykunuz varsa uyuduğunuz, canınız ne istiyorsa yaptığınız, gecenin bir
yarısı acıkıp ya da birşey isteyip kendinizi dışarı attığınız, ertesi gün geç
saatlere kadar uyuduğunuz.. Şimdi böyle bir lüks yok, uzun bir süre olamayacak
da. Sonra da biz bu kuzucuk yokken ne yapıyorduk diyorsunuz : ) Böyle dengesiz
de bir durum işte : ) Bazen kendime kızsam da, iyi ki tezcanlıyım diyorum,
kafamda birşeyler varsa, saat kaç olursa olsun bitmeli, haftaiçi yemek derdimiz
olmamalı, evim temiz olmalı, Melis’le iyi vakit geçirmeli, oyun oynamalı,
gezmeli de.. Bunların hepsini yapmaya çalışınca yoruluyor zaten insan. Biraz
rahat olmalı mı dersiniz.. Bilemedim..
Tanımadığı
ya da uzun süredir görmediği kişileri görünce bazen ağlayıp, kendini kucağımıza
atıyor, bazen de komik komik bakıyor, büyük insan gibi : ) Evin dışındaki başka
bir ev ortamında bambaşka olabiliyor. Uyumuyor mesela, gerçi artık çok zor
uyutuyoruz, salladığımızda uyurdu, ama şimdi feci direniyor ve uyumaya ikna
etmek uzun zaman alıyor, tabi yine bizim için geçerli bu durum. Annem, gün
içinde ona öyle yapmadığını söylüyor : )
Geceleri
iyiden iyiye yanımıza konaklandı : ) Gece yanımızdaki yatağına bırakıyoruz ama
yüzüstü ya da yan dönmeye çalışırken uyanıyor, iki yana bakıyor kimse yoksa,
basıyor yaygarayı : ) Hemen yanımıza alıyoruz, inanılmaz dağınık yatıyor, biz
her yanımız tutulmuş şekilde uyanıyoruz, değişen birşey yok yani. Bu ay babamız
iş dolayısıyle şehir dışındaydı birkaç gün, Melis ile birlikte uyuduk, inanır
mısınız 1 kez uyandı: ) Babasının yokluğunda iyice döne döne yattı kuzucuk. Şirkette
anne odamızdaki : ) arkadaşlarımızla arada yemekler düzenliyoruz, hem keyifli
hem faydalı oluyor. Bu hafta da bunu konuştuk, anne kokusuyla uyumak : ) Buna
çok inanmıyordum da gerçek galibaaa, ilk zamanlar tshirtumu yakınına koymuştum
tutmamıştı çünkü, yanımıza aldığımızda biraz daha uzun uyuması da bundan demek.
Ben şikayetçi değildim zaten, yatağı büyütüp, hep birlikte uyuyalım diyorum: )
Etraf her ne kadar alıştırma dese de.. Alıştırmak diye birşey yooook
diye ısrarla söylemeye devam edeceğim. Bu durumların hepsi bebekle ilgili, sen
ne kadar istediğini uygulamaya çalış, onlar istemiyorsa boşa. Sonuç olarak bir
zaman sonra düzene girecek, er ya da geç..
Bizim
Temjelis’in minik annesi, can dostumm Eda’nın İsmail Efe’sinin de gelmesine az
kaldı, Ağustos’ta aramızda olacak o da.. Ve onun da hayatı değişecek, evi mis
gibi bebek kokacak, öncelikleri, düşünceleri, bakış açıcısı, herşey bambaşka
olacak, mutluyuz, heyecanlıyız, ortak paylaşımlarımız daha da çoğalıyor. Eski
fotoğraflarımıza baktık geçenlerde üçümüz, bambaşka hissettik, bunu da
paylaşmadan edemedim..
Hamilelere
çok özeniyorum ben yaaa : ) Hamile kıyafetlerimi ortadan kaldırırken nasıl
üzülmüştüm, seviyordum ben hamileliği, hayatımın en keyifli, mutlu
dönemlerinden biriydi benim için.. Tabi bunu konuşunca o zaman Melis’e bir
kardeş diyor herkes : ) Kardeşi olmalı mutlaka kuzucuğumun, ama şimdi
değiiiiiil ; ) Önce ona doyalım, onu yaşayalım, sonra, ona haksızlık olur gibi
geliyor bana, en güzel zamanlarını çalarmışım gibi, garip..
İnternet
anneleri, sosyal anneler gibi gruplara dahilsinizdir muhakkak. Aktivitelerini
takip ediyorum ve katılmak da istiyorum, özellikle takip ettiklerim var, onlarla da tanışmak için. Umarım vaktimin uyduğu bir zaman olur da, sizleri görürüm hey annelerrr : )
Instagram’dan birkaç kare..
melissmum (Melis’in Annesi) olarak takip edebilirsiniz ; )