İsim:

Email: *

Mesaj: *

İsim:

Email: *

Mesaj: *

23 Mayıs 2013 Perşembe

11. Ay


11. ayımızı bitirmemize az kaldı, hem heyecanlı hem duyguluyuz epeyce, minik mucizemiz 1 yaşına girecek ! 1 yaşı atlatınca, bazı şeyler biraz daha kolaylaşınca ya da düzene oturunca diyelim, çok çabuk geçiyor zaman diyorlar, bakalım bizim için de öyle olacak mı..

Dişlerimizi 5’ledik, uzun aralıklarla sıralanıyorlar, çok sancılı geçmiyor bizim için bu süreç, huysuz olması dışında ne ateşimiz çıktı ne de hastalandık diş yüzünden, umarım böyle devam eder.

Yemek konusunda artık herşeyi yiyebiliyor durumda olmamıza az kaldı, tuz-şeker-bal-süt ve alerji yapma ihtimali olan yiyecekler dışında herşeyi yiyoruz. Sanırım Melis tatlıyı çok sevmeyecek, alakası var mıdır bilemem ama hamileliğim sürecinde ben de karpuz haricinde öyle deli gibi tatlı yemedim, canım da istemedi. Kahvaltıdaki tatlı şeyleri, meyve pürelerini filan, çorba içtiği gibi iştahlı yemiyor bu yüzden. Eliyle yemeye alışsın diye sürekli birşeyler verip, alışmasını sağlıyoruz.

Doktor kontrolümüzde aşı sürprizi ile karşılaştık bu ay. Aslında aşı yoktu bu dönemde ancak yeni aşı çıkarmış Sağlık Bakanlığı, Meningokok yani Menenjit Virüsü için .. Detayları buradan okuyun bence ! Rota Virüsü’nde olduğu gibi yine bize bıraktı kararı doktorumuz. Şöyle ki, aylık vaka sayısı 15’i aşmıyormuş, ama Allah korusun,  olunca da baya riskli geçen bir aşıymış, tabi bunu duyunca hiç düşünmedik bile. Herşey normaldi, kilosu kendi gelişme düzeyinin üzerine bile çıkmış, boyu, diğer ölçüleri vs. Bu arada göz muayenesine gitmemiz gerekir mi diye sorduk, şu an değil ama 14. ay gibi gidilmeliymiş. Bir sonraki kontrolümüz artık 1 yaşında, o zaman da aşılara devam..

Kenarlarda sıralamaları çoğaldı, yoğun bir ayakta durma isteği var, oturup oyuncaklarıyla vakit geçirme süresi azaldı. Ama yürümek için bana henüz daha zaman varmış gibi geliyor. Kaşla göz arasında kendini atıp düşebiliyor bu süreçte, yürüyünce daha tehlikeli olup, artacak düşme sayısı : (
Çoğunluk zorlaşacak dese de, ben daha rahat olacağını düşünüyorum. Çünkü zaten kucakta durmuyor, bebek arabasına binmek istemiyor, e oturup oyuncaklarıyla da oyalanmıyor, sürekli ellerinden tutup gezdiriyoruz ya da ayakta durunca yanıbaşında korumaya çalışıyoruz, kısaca hep haraket halinde.. Yürüyünce daha kolay olacak diyorum bu yüzden. İlk adım öncesi ayakkabısı almıştık, Nu-Bebe’yi tercih ettik, ayakta durmaya başlayınca ve yürüteç kullandığımız için ilk adım ayakkabısına geçtik, bu ayakkabılar da çok sert ve görüntü olarak benim çok hoşuma gitmiyor, seçenek de az.. Sanırım başka seçeneğimiz yok, tamamen rahatça yürümeye başlayana kadar idare edeceğiz.

Oyuncak olarak, hevesle aldığımız şeyleri değil de, tas-tabak-pet şişe gibi garip şeyleri tercih ediyor : )
Ayrıca kitaplara feci merak saldı, çocuklar için olan renkli kalın kitapları kurcalayıp duruyor, hatta ben çevirip, birşeyler gösterip konuşunca dinliyor: ) Evdeki dergiler genelde elinde..

Bu ay hamilelik zamanını saymazsak, ilk anneler günümüzü de yaşadık: ) Her anneler gününde babamla gizlice çiçek ekerdik anneme ya da onun planladığı birşeyleri yapardık, o gün gelsin de vereyim diye nasıl heyecanlanırdım ve ne mutlu olurdu, şimdi anlıyorum hislerini.. Bu günü özel geçirelim istedik, bir gün öncesinde kardeşim, biz ve annem ile birlikte güzel bir yemek yedik, hediyelerimizi verdik/aldık : ) Gayet keyifliydi, annem için en güzel hediye tabii ki bizi mutlu görmek, Melis’in ufacık gülümsemesi, onun kucağına atlaması.. Aynı şekilde benim de; onları keyifli, kahkahalı, sağlıklı, huzurlu görünce inanın başka dileğim olmuyor.  Neden Anneler Günü var diye düşünmüyor da değilim bu günde, annesi yanında olmayanlar aklıma gelir hep, içim acır..

Anneler Günü’nde de sitedeki benim gibi yeni anne olan yakın arkadaşlarımızla bir kahvaltı düzenleyip, Anneler Günü’müzü kutladık : ) 3 bebikle kahvaltı eden bizler, bence dışardan çok komik görünüyorduk, bir yandan onlarla ilgilenip, bir yandan kahvaltı yapıp, muhabbet etmeye çalışmakla : ) Hava da güzel olunca, çok da keyifliydi... Yakınımızda Melis’in arkadaşları çok, şimdiden her akşam sitede oynamaya çalışıyorlar, büyüyünce daha eğlenceli olacak ! Vakit geçireceği, paylaşabileceği bebiklerin olması mutlu ediyor beni. Gelişimine katkısının çok, çok büyük olduğuna inanıyorum.

Ne evlenmesi, ne çocuğu v.s. derken şimdi aşağıdaki karede Anneannem-Annem-Ben-Melis biraradayız. Çocuğum olacak ise mutlaka kız olmalı derdim, dualarım kabul oldu, kızım olacak ve 4 nesil fotoğraf çekileceğiz diye gülerdik.. İşte gerçek.. Bu kareyi çok daha uzun yıllar fotoğraflayabilmek dileğim. Anneannemin “İnşallah senin gibi bir kızın olur” duası da gerçek olursa daha ne istiyeyim, kız olması konusu ok, anne düşkünlüğü ve annesine karşı benim gibi hissetmesi de benzerse... ; )



Kuzucuk işten geldiğimiz saati biliyor bence, o saate doğru değişiyor diyor annem : ) Beni görünce nasıl heyecanlanıyor, kucağıma alana kadar ayrılmıyor yanımdan. Herşey bu minik mucizelerin elinde değil mi ? 2 saniyede sizi dünyanın en mutlu insanı gibi hissettirmek ya da ufacık bi huzursuzluğunda/hastalığında dünyanın en mutsuz insanı yapmak da. Hep sağlıklı olsunlar, hep gülsünler !

Ayrıca akşam saatlerinde çok hırçınlaşabiliyor bazen ve annem gün içinde böyle değildi dediğinde, bize kasıtlı yaptığını düşünmüyor değiliz : ) Eve yorgun gelip, hiç oturamayıp, bir de kuzucuk huzursuz olunca yorgunluğu daha da artıyor insanın ve çok sabırlı/tahammüllü olmak gerekiyor, bu da anneliğin zor yanlarından işte, öyle herşey süper modda geçmiyor her zaman. O uyuyunca da kendi işlerinizi halletmeye çalışıyorsunuz bir an önce.. Koşturmaca bitmiyor yani ! Tam bu zamanlarda bazen şöyle eski akşamlarınıza bir yolculuk yapıyorsunuz, işten gelip uykunuz varsa uyuduğunuz, canınız ne istiyorsa yaptığınız, gecenin bir yarısı acıkıp ya da birşey isteyip kendinizi dışarı attığınız, ertesi gün geç saatlere kadar uyuduğunuz.. Şimdi böyle bir lüks yok, uzun bir süre olamayacak da. Sonra da biz bu kuzucuk yokken ne yapıyorduk diyorsunuz : ) Böyle dengesiz de bir durum işte : ) Bazen kendime kızsam da, iyi ki tezcanlıyım diyorum, kafamda birşeyler varsa, saat kaç olursa olsun bitmeli, haftaiçi yemek derdimiz olmamalı, evim temiz olmalı, Melis’le iyi vakit geçirmeli, oyun oynamalı, gezmeli de.. Bunların hepsini yapmaya çalışınca yoruluyor zaten insan. Biraz rahat olmalı mı dersiniz.. Bilemedim..

Tanımadığı ya da uzun süredir görmediği kişileri görünce bazen ağlayıp, kendini kucağımıza atıyor, bazen de komik komik bakıyor, büyük insan gibi : ) Evin dışındaki başka bir ev ortamında bambaşka olabiliyor. Uyumuyor mesela, gerçi artık çok zor uyutuyoruz, salladığımızda uyurdu, ama şimdi feci direniyor ve uyumaya ikna etmek uzun zaman alıyor, tabi yine bizim için geçerli bu durum. Annem, gün içinde ona öyle yapmadığını söylüyor : )

Geceleri iyiden iyiye yanımıza konaklandı : ) Gece yanımızdaki yatağına bırakıyoruz ama yüzüstü ya da yan dönmeye çalışırken uyanıyor, iki yana bakıyor kimse yoksa, basıyor yaygarayı : ) Hemen yanımıza alıyoruz, inanılmaz dağınık yatıyor, biz her yanımız tutulmuş şekilde uyanıyoruz, değişen birşey yok yani. Bu ay babamız iş dolayısıyle şehir dışındaydı birkaç gün, Melis ile birlikte uyuduk, inanır mısınız 1 kez uyandı: ) Babasının yokluğunda iyice döne döne yattı kuzucuk. Şirkette anne odamızdaki : ) arkadaşlarımızla arada yemekler düzenliyoruz, hem keyifli hem faydalı oluyor. Bu hafta da bunu konuştuk, anne kokusuyla uyumak : ) Buna çok inanmıyordum da gerçek galibaaa, ilk zamanlar tshirtumu yakınına koymuştum tutmamıştı çünkü, yanımıza aldığımızda biraz daha uzun uyuması da bundan demek. Ben şikayetçi değildim zaten, yatağı büyütüp, hep birlikte uyuyalım diyorum: ) Etraf her ne kadar alıştırma dese de.. Alıştırmak diye birşey yooook diye ısrarla söylemeye devam edeceğim. Bu durumların hepsi bebekle ilgili, sen ne kadar istediğini uygulamaya çalış, onlar istemiyorsa boşa. Sonuç olarak bir zaman sonra düzene girecek, er ya da geç..

Bizim Temjelis’in minik annesi, can dostumm Eda’nın İsmail Efe’sinin de gelmesine az kaldı, Ağustos’ta aramızda olacak o da.. Ve onun da hayatı değişecek, evi mis gibi bebek kokacak, öncelikleri, düşünceleri, bakış açıcısı, herşey bambaşka olacak, mutluyuz, heyecanlıyız, ortak paylaşımlarımız daha da çoğalıyor. Eski fotoğraflarımıza baktık geçenlerde üçümüz, bambaşka hissettik, bunu da paylaşmadan edemedim..



Hamilelere çok özeniyorum ben yaaa : ) Hamile kıyafetlerimi ortadan kaldırırken nasıl üzülmüştüm, seviyordum ben hamileliği, hayatımın en keyifli, mutlu dönemlerinden biriydi benim için.. Tabi bunu konuşunca o zaman Melis’e bir kardeş diyor herkes : ) Kardeşi olmalı mutlaka kuzucuğumun, ama şimdi değiiiiiil ; ) Önce ona doyalım, onu yaşayalım, sonra, ona haksızlık olur gibi geliyor bana, en güzel zamanlarını çalarmışım gibi, garip..

İnternet anneleri, sosyal anneler gibi gruplara dahilsinizdir muhakkak. Aktivitelerini takip ediyorum ve katılmak da istiyorum, özellikle takip ettiklerim var, onlarla da tanışmak için. Umarım vaktimin uyduğu bir zaman olur da, sizleri görürüm hey annelerrr : )

Instagram’dan birkaç kare..
melissmum (Melis’in Annesi) olarak takip edebilirsiniz ; )








3 yorum:

  1. Maşallah Melise :) Tam kuzucuk bunlar ya.. Zaten böyle sevimli halleri, mis kokuları olmasa çekilir mi akşam yaptıkları mızırklıklar.. ;) Nevada öyle.. Beni görmesiyle değişmesi bir oluyo akşamları bir posta mutlaka ağlama krizine giriyo buda çok üzüyo tabi beni. Birde yüzüme kızgın kızgın bakmaları başladı şimdi.. Elime oyuncağını alınca ıııhhhh deyip kızgın bir bakışla çekiveriyo elimden :( çok üzülüyorum çok.. Zor çalışan anne olmak çalışan annenin çocuğu olmak.. Melis'e nice sağlıklı aylar mutlu yaşlar.. Severek takip ediyoruz :)

    YanıtlaSil
  2. bütün yazdıklarınıza katılınırr mı? sanki bizim evi anlatmışsınız... bu kadar olur... melis'i çoook öpün...

    YanıtlaSil
  3. Teşekkürler ikinize dee:)
    Demek bu kuzucuklar aralarında anlaşıp gelmiş:) Sevinmeli mi üzülmeli mi bilemedim, her anları başka güzel, zorluk derecesi başka. Sağlıklı olsunlar, hep gülsünler değil miii;)

    YanıtlaSil