İsim:

Email: *

Mesaj: *

İsim:

Email: *

Mesaj: *

29 Mayıs 2012 Salı

Seveceksiniz...

Hamileyken insanlar duş jeli bile kullanmıyorlar duymuşsunuzdur, doktorumun da onayı ile tabi ben organik denen markaları tercih ettim, Yves Rocher'ın birçok duş jeli var, ama organik olanları ayrı bir seri yapmışlar, diğerleri bitki özlü diye geçiyor yani tamamen bitkisel değil, bloğumda eski tarihlerde paylaştıklarım mesela..
Aşağıdaki ürün Organik Sertifikası almış, tescilli yani, gönül rahatlığıyla kullanalım:) Hem duşta üzerimizde 2 saat bekletmiyoruz ya, o kadar hassas düşünmek zararlı bence.. 
Ayrıca duşta önce sabun kullanın, sonra duş jeli derim..



Bir diğeri ise Brezilya palmiyesinden elde edilip, balmumuyla hazırlanan rimel.. Rimel konusunda sabitim sanırım, markamı değiştirmedim bu zamana kadar aslında ama bu ürünü denemek istedim..



28 Mayıs 2012 Pazartesi

33. Hafta


33. Hafta
İzne son 3 hafta...

Sabah huysuz uyanmış olmalıyım ki, farkında olmadığım ama dışarıdan Murat’ın ısrarla bişey var dediği ruh halim biraz bulanıktı galiba, Tansu Bey de kapıdan girer girmez “Neden bugün böylesin” diye sorguladı, sonrasında geldi diğer sorgular, “Anneliğe hazır mısın, gece kabus görüyor musun vs.” şeklinde.. Biraz muhabbetten sonra sıra geldi gün geçtikçe büyüyen Melis’imizi görmeye, bu sefer kıyamamış olmalı ki, sağ yandan ufak bir poz verdi bize, 1800’e ulaşmış kilosu, annesi de 64 kilo olup, en baştan bu yana 9 kilo almış:) Varsın bi 9 daha alsın, değmez miiii.. Her gittiğimde ayaklarımı, bacaklarımı da varis, şiş var mı diye kontrol eder Tansu Bey, bu sefer de şükür ki sorun yoktu. Herşey olumlu olunca, Melis’i de görünce keyiflendik, yüzümüz gülerek çıktık odadan.

Hastanede SSK geçmediğinden ve şirketim SSK’dan alınmış “Çalışabilir Raporu” istediğinden, Tansu Bey’in yazdığı raporun bir hükmü yoktu tabi, doğru SSK Okmeydanı Hastanesi’ne doğru yol aldık, internetten randevu almıştım öncesinde herhangi bir doktordan. Öyle bir doktor seçmişim ki maşallah bana yanii, eyvah dedim vermeyecek raporu:) Hem dediğini çok zor anladık, hem de uzun uzun bildiğim ve aslında haklı olduğu şeyleri anlatarak kafamı şişirdi açıkcası. Fazla uzattı sanki:) “Prosedürler neden böyle zorluyor anlamıyorum, neden şimdi izin hakkın varken çalışmak istiyorsun, ben bunu imzalayınca 37. Haftaya kadar doğuramazsın demiş oluyorum, kim garanti verir buna, doğumdan sonra kafan kalabalık olacak çalışıp ne yapacaksın, al izin dinlen vs.vs.vs” gibi daha aklıma gelmeyen, zaten yarısını da anlamadığım bir sürü şey anlattı, muayene de etmedi şükür:) İmzaladı sonunda, daha sonra Başhekim onayını da alıp, raporun aslını kendinize saklıyor, kopyasını İnsan Kaynakları Departmanı’na teslim ediyorsunuz ve 5 hafta daha çalışma hakkınız doğmuş oluyor. Ben 4 hafta daha çalışıp, sonrasında izne çıkacağım, sonuç olarak doğum tarihi belli olmadığı için, riske atmayıp kendime fazladan bir hafta ayırmış oluyorum aslında, herşey normal giderse.. Bu sizin tercihinize ve tabi ki gebelik koşullarınıza bağlı bence. Sonuçta çok zorlanıyorsanız, işe gidip-gelemeyecek pozisyonda iseniz kimse sizi zorlamıyor raporu aldın 5 hafta daha duracaksın diye, doktorunuza gider çalışamaz raporunuzu alır, işi bırakırsınız..

Bu prosedürü tamamladıktan sonra annemle kendimizi Eminönü’ne attık:) Kendimle ilgili bazı eksikleri tamamlamak için.. Melis’in süslerini, tüllerini, sepetini almıştık ama bir sepet daha gördüm ki çok beğendim, kendimi tutamayıp onu da aldım, lavantalarımızı da aldık.. Dağıtacağımız süslerin içine lavanta koymaya karar verdim, çikolatayı ayrı yaptıracağım, çünkü o süsleri kimse açıp da şekerini yiyip saklamıyor sanırım, saklasa da eksik kalıyor sanki, o yüzden direk hatıra kalması amaçlı lavanta koyacağız, yapmaya başladık bile, çok zevkli tek tek uğraşmak, miniğiniz için, onunla birlikte..Renkli nazar boncukları aldık, bunları da takıyoruz, ayrıca Hoşgeldin Melis yazılı minik küpürler hazırlamıştım, bunları da zımbalayacağız:)

Melis’in odası da annecimin, yengem ve kuzenimin desteği ile hazır durumda, yıkanan minilerini ütülediler, özenle katladılar, alınan oda eşyalarını kutularından çıkardık, dolapları yeniden silindi, örtüleri yerleştirildi. Herşey o kadar güzel görünüyor ki, gidip gidip bakıyor inceliyorum, kendi kendime nazar değdireceğim:) Bu yüzden heryere minik nazar boncukları taktık, öyle keyifliydi ki.. Fotolarını çekip koymak isterdim ama halısı ve tülü eksik henüz, o yüzden herşey tam olmadan koymayayım dedim:) Nasılsa herşey hazır hemen biter diye düşünürken, epey vaktimizi aldı.. Evdeki bitmeyen işlerimize de yardım edince çok yoruldular, Melis gelsin yardım edecek onlara:p
Anne yüreği işte, kendi eviyle zor ilgilenirken, bize geldiğinde yerinde duramıyor, herşeyi yapmak istiyor, bir kere yoruldum demiyor, Melis’e şimdiden deli gibi düşkün toz kondurmuyor:) Anneeeem:*

Haftasonu Ali Sarp’ın diş buğdayı vardı, Melis’le gittik, Tuğba Teyze’mizin hazırladığı sevimli hediyelerimizi aldık, son dönemlerde duymuşsunuzdur fide veya çiçek dağıtılmasını, hem süper bi fikir hem de değişik, Ali Sarp ile başlatmış olduk, çiçeğimizi de ekilmek üzere aldık, adı Melis olacak: ) Herşey çok güzeldi kısaca, Ali Sarp’la fotomuzu da ekledim..

Ertesi gün de Kayra’mızı sevdik bolca,  İlknur’umla Polenezköy’e gittik ailece, hava süperdi, mis gibi bir piknik ve dinlendirici bir gün oldu.

Güzel enerjilerle dolu mutlu bir hafta dileğiyle...






23 Mayıs 2012 Çarşamba

Body Butter

Uzun süredir kullanmaya ara verdiğim ama şu sıralar yeniden başladığım, tavsiye edebileceğim 
güzel bir nemlendirici ve butter.. Hamilelik döneminin başlarında kullanmayı çok tercih etmedim, sonuçta bitki özlü ama çatlak ürünleri ile karışmasın diye.. Kokusu ve yazın bacaklara etkisi süper, azıcık da parlak;)




32. Hafta


32. Hafta
Melis’imin minilerini yıkamaca;)

Haftaiçi iş dönüşü, akşamları renklerine göre ayrıştırılan, yaka etiketlerine varana kadar orasında burasında batacağını düşündüğüm ıvır zıvırları kesilen kıyafetlerimiz yavaş yavaş yıkandı:) Haftanın en eğlenceli işi buydu sanırım benim için, minik minik olsalar da çok düşük derecede yıkandılarından ve fazla sıktırılmadıklarından olsa gerek biraz zor kurudular, kuruduktan sonra bir gün daha beklettim havalanmaları için. Eskiden koku hastası olan ben, hamilelikten sonra yumoşsuz, oda kokusuz hayata kolay alıştım sanırım..

Kıyafetleri Dalin’in sıvı bebek deterjanı ile yıkadım, keskin olmayan, sanki hafif bebek kokusu sinmiş üzerlerine:) Yumuşatıcısı da var Dalin’in ancak sıvı deterjanlarda yumuşatıcıya gerek olmadığını düşündüğümden kullanmadım. Havluları, nevresimleri, badileri derken tüm kıyafetleri ütülenmeye hazır beklemeye koyuldu..  (Aslında bloğuma haftalık yazıları eklerken, bir hafta geriden geldiğim için, yani hafta bittikten sonra yazdığım için, şu an ütülenmiş yerleştiler bile, ama düzeni bozmamak adına 33. Hafta yazısında zevkle odamızı nasıl yerleştirdiğimizi anlatacağım:) ).

Oturma odamızda bi sürü şey yığılı durumda, bir an önce yerleştirmek hepsini düzenli görmek istiyorum. Bebek süsleri yapılmayı bekliyor, puseti hazır bir kenarda, önceden ütülenmiş yatak cibinliği ve setleri bir kenarda sarıp sarmalanmış, bir kenarda kapı süslerimiz derken epeyce karışık görünüyor, aslında aklımda hepsinin bir düzeni var, yerleşmek için zamanlarını bekliyorlar diyelim.
Bu haftanın sonunda çalışabilir raporumu almış olacağım ve sonrasında 1-2 gün izin koparıp, kendimle ilgili eksikleri alıp, sonrasında Melis’imiz odasını yerleştirmiş olacağız.

Unutmadan söyleyeyim, bir arkadaşım ahşap bebek harfleri tasarımı ile ilgili bir site kurmuş, aslında yeni başlamış işe, daha da geliştirmeyi planlıyorlar, incelemenizi tavsiye ederim, tasarımları, renkleri süper.. Sitenin adı; http://www.bebekevde.com/. Oda takımını önceden de anlattığım gibi çok sade seçtiğimizden, duvarları boyamayıp, duvar kağıdı da kullanmadığımızdan, minik bir-iki sticker ve duvar süsleri ile renk katmayı planlıyordum, bu yüzden site ile karşılaşmamın zamanlaması çok iyi oldu.. Zaten oda takımı yerleştikten sonra açıkta duran pek duvar kalmadığından, fazla boğmak da istemiyorum, harfleri yatağının başına koymayı planlıyorum, aldıktan ve duvara yapıştırdıktan sonra fotoları paylaşırım..

Odanın camını eşyalar geldiğinden beri hiç kapamadık desem yalan olmaz, ama hala eve girdiğimizde kokuyu hissediyoruz, eskisi kadar keskin olmasa da.. Melis odasına geçene kadar azalmış, hatta gitmiş olur umarım.. Hala beşik bulamadık, bebek araba ve pusetinden sonra en zor seçim bence. Çünkü bambu tarzı olan beşikler biliyorsunuz ki katlanamıyor, 6 ay sonra nereye koyacağım düşüncesi yüzünden tercih etmiyorum. Ahşap ve katlanıp kaldırılabilir küçük bir beşik bulursak kapacağız, aslında Mother Care’de görmüştük, yeniden bakacağız. Aklımdan telsiz alıp, odasında yatırmak gibi şeyler de geçiyor ama herkes zorlanırsın dediği için bir bildikleri vardır diyorum, aslında 6 aya yakın evde olacağım için zorlanmazmışım gibi geliyor ama geceleri sürekli kalkıp başka bir odaya geçmek, aklın orda uyumaya çalışmak yorucu olabilir, en iyisi beşik almak:)

Haftasonu güzelce dinlendik, uyuduk kocimiğimle.. Eskisi gibi erken uyumuyorum, sabahları da çok erken kalkmıyorum bu sebeple, daha doğrusu kimi geceler çok iyi uyuyorum, kimi geceler ise dön dolan, reflü işkencesi, Melis’in sağ tarafıma yoğun baskısı derken zorlanıyorum, gelecek ay uykusuz geçecek sanırım geceler, film kitap filan biriktirmeye başlayayım en iyisi:p Tabi sabah bulantılarının ara ara verdiği huzursuzluk da var, sabaha böyle başlayınca tüm günüm keyifsiz geçebiliyor:( Gerçekten insanın hormonları, ruh durumu aynı olmuyor bu gerçek.. Haftanın son günü ise dışarı attık kendimizi, Melis’in dolap askılarını aldık, sonra arkadaşlarımızla keyifli bir balık sefasından sonra gezdik, güzel geçti.. Gelecek hafta sonu aslında havalar güzel giderse yakın bir yerlere gidip dinlenelim diyoruz ama kesin değil tabi, çünkü Haziran ayına girmiş olacağız, ne bileyim erken gelmek isterse Melis ne yaparız diye olumsuz kuruntulara kapılmıyor değilim.. Planlamaktan korkuyorum ben 3-4 yıldır herşeyi...

Annecimin diktirdiği harika süslenmiş dolap örtüleri de bu hafta geldi, önceleri kızıyordum abartıyorsun bu kadar detaya gerek yok diyordum ama görünce bayıldımmm, kenarları ışıl ışıl kalıp gibi örtüler, çok şık duracaklar eminim. Özellikle pike takımını görmelisiniz, baylıyor böyle şeylerle uğraşmaya canım benimmmm:)

Pozitif doğum hikayelerini okumaya devam ediyorum, ara ara hatırlatayım ki muhakkak okuyunn, herkes aynı şeyi yaşamayacak tabi ama hiç olmazsa psikolojik etkisi bence çok olumlu, doğumu kabus gibi geçen, korkunç bir yüz ifadesiyle anlatma girişiminde olan kişileri dinlemektense.. Blogcu anne süper düşünmüş;) http://blogcuanne.com/tag/pozitif-dogum-hikayeleri/

Melis 2 kiloya yaklaşmış olmalı, akşamları uzanınca resmen dalgalanıyor içimde, dışardan o kadar net izliyoruz kii, muhteşem bir his, bir de hıçkırıkları var tabi, uzun sürüyor ama bu dönemde normalmiş, yine de haftabaşında gittiğimizde doktorumuza soracağım.. Haraketleri yavaşlayınca üzülüyor insan, neden bu kadar sakin diye.. Uzun süre haraket etmediğinde ise sanki içimdeki endişeyi hissediyormuş gibi minik bir tekme atıyor, çok tatlı bişeysin sen, çok !!! 

15 Mayıs 2012 Salı

31. Hafta


31. Hafta


Akşam erken saatlerde uykuya dalan ben, artık o kadar uykucu pozisyonda dolaşmıyorum. Erkenden uykum gelmiyor, sadece akşamları ağır hissediyorum kendimi, sabah uyandığımdan çok daha fazla. Melis Hn.ın tekmeleri de şiddetlenmeye başladığı için arada zıplatıyor beni yerimden, şikayet gibi algılama kızım ama hani diyorum sağ yanıma baskı yapmaktan vazgeçip azıcık anneni düşünsen:p  Bu enerjiyle sanki vaktinden önce gelecekmiş gibi geliyor bana, belki alakası yok ama içimde hep böyle bir his var, sürpriz bir tarihte gelecekmiş gibi.. Sanırım herkeste aynı his doğuyor! Hep tekrarlıyorum ki, hayırlı zamanda, hayırlısı ile gelsin miniğimiz, benimki sadece bir his..

Haftaiçi sakin geçmekle birlikte, şirketimizin her yıl yaptığı organizasyona katıldık Melis’imle:) Kısa bir süre kalabildim, akşam kuzenimin düğünü olduğu için, bu yüzden Gala’yı da kaçırdık, Kenan Doğulu konseri vardı, pek bayılmadığım için şahsına çok üzgün değilim:) Meliscim kına gecesi, düğün derken bu hafta epey gürültüye maruz kaldı.. Babasıyla acaba zararlı mıdır uzun süre bu kadar gürültülü ortamda kalmak gibi komik kuruntulara kapılmadık değil.. Yine de oynadık bol bol:)tabi ki çok hoplayıp zıplamadan. Yeni çiftimize mutluluklar dileyerek aşağıda birkaç foto paylaşıyoruz;)

Bu teyzelerden nedir bizim çektiğimiz yaaa..Haftasonu karşılaştığım kişiler arasında abartmıyorum 10 kişi ‘Erkeğe benziyor karnın’ dedi yine, hani çok mu takılıyorsun desinler diyeceksiniz ama derdim erkek-kız olması olamaz muhakkak, e artık sona yaklaşıyoruz bebek süsleri, halısı tülü vs.si, e psikolojik hazırlığı derken çok şey tamamlanmaya başlıyor ve insanlar böyle diyince evet bu konudan etkileniyorum, bundan öte kızıyorum elimde olmadan.. Arkadaşlarım, ailem ve ben sıkıldık artık bu söylemden, o derece yani:) Acaba başka bir doktora gitmeli miyim ? Tansu Bey, artık sormayın çocuklar, detaylı ultrason yalan söylemez dese bile? Bilemedim yani, hayırlısı:)

Bir de felaket tellaları var, işte bunlara da napıyoruz hep birlikte gülüyoruuuz:) Bildim bileli anlam verememişimdir hamile bi insana neden kötü ya da onu etkileyebilecek şeyler anlatılır diye, bazı mantıklar aman haberi olsun bilsin diye düşünüyor ama bilmiyor ki bilinçaltında yer eder, üzülür, heyecanlanır farkında olmadan vs diye, düşüncesiz diyoruz bunlara:) Ben de bu dönemde karşılaşmıyorum değil, mesela erkek diyenler konusunda hassas olduğumu bile bile, “bizim bilmemnenin kızı var ya onlar da öle biliodu, herşeyi almışlar, sonra erkek doğdu” diye anlatan teyzeler, “bizim arkadaşın bebeğine son aya doğru öldü demişler alacaklarmış, sonra başka doktora gittiler ikiz çıktı hahaha” diyen etraftaki değişik insanlar, “hiç kilo almadın sen çocuk cılız olacak” diyen densizler:), sabahın kör vakti uykulu bir şekilde uzun bir asansör yolculuğu yaşayarak yerine ulaşmaya çalışan hamile insana, sırf muhabbet olsun diye “yüzün ödem yapmaya başladı galiba, ayakların mı şişti senin” diyen sıfat bulamadığım ofisteki ahaliler:) acaba hamileyiz ondan olabilir mi? İşin özeti; daha yaz yaz bitiremem, insan yaşayınca anlıyor, gerçi ben çevremde de görüyordum da konuyu uzatmayayım hadi:) Sanırım bu konuda, kötü bişiler anlatanların iyi niyetli olamayacağı ya da düşüncesiz olduğu yönünde beynimde bişiler oluşmuş ki, huzursuz olmuyorum...

Ayrıca bu Pazar her ne kadar düğünde geçirmiş olsam da, ilk anneler günümdü:) Kutlayan ince kişilere teşekkür ederiz;) Tabi ki kocimiğin güzel hediyelerine de, mucks! Ve benim eşsiz, canım annem; hiçbir söylediğim ifade edemez hislerimi, karşılığı olamaz fedakarlıklarının.. Seni Çok Seviyorum, eksilme, hep yanımızda ol, sev..

Gelecek haftanın başında SSK’dan çalışabilir raporu alıp, şirkete vermem gerekecek. Melis’in eşyalarını da yavaş yavaş yıkamaya başlıyorum, haftaiçi yerleştireceğiz. Sonra da kalan eksikleri tamamlayıp, hastane çantamı bir kenara koymayı planlıyorum:) Şimdiden hazırla dursun diyenler var, belli olmaz tabi ama bana erken geliyor, haziran ortasına doğru hazırlasam da olur sanki...

Takvim daralıyor, heyecan ara ara kendini gösteriyor, kalan günlerim huzurla geçsin ve yolunda gitsin herşey diye dua etmeye devam;)









7 Mayıs 2012 Pazartesi

30. Hafta'dan Görüntüler:)


30. Hafta


30. Hafta

Hep sağ yanımda kıpraşan kızımız meğer yoluna girmiş bile,  yani kafası dönmüş aşağı ve 1.432 olmuş kilosu, sağ tarafımda ise bacakları gövdesi varmışşş.. Yine yüzünü göstermedi bize, gerçi umudumuz da yoktu, artık büyüdüğü ve bütün olarak göremediğimizden, yine de uğraştı epeyce Tansu Bey ancak maalesef sonuç alamadık:) Tahlillerim temiz çıktı, ekstra bir vitamin desteği almama gerek yokmuş, buna sevindim, çünkü acaba kansız olabilir miyim vs.  gibi kuruntularım vardı.. Kısacası herşey normal ve yolunda, hatta doktorumuz normal doğum için motive misin diye bile sordu, gerçi zamanı gelince konuşacağız ama ben de bu yönde istekli olduğumu ancak yine de korktuğumu söyledim, çünkü bilmiyorum hazır mıyım değil miyim.. Tansu Bey’in bu zamanı gelmeyen konulardan bahsetmemesi ve sizi boşa strese sokmadan, aslında arada psikolojik desteğini de çok seviyorum.. Hangi durumda alarma geçmeliyiz diye sorduğumda da, anlaşılan sen yalancı sancılardan çok geleceksin buraya dedi:), fazla detaya girince ben.  Ya geç kalırsak, aramamız gereken zamanda aramazsak ya da tam tersi boşu boşuna hastaneye koşmayalım soruları olmuştur sanırım herkesin aklında, ben de bunlara cevap aradım aslında:)

Muayene sonrası hastanenin kadın doğum katını gezdik, normal doğum olursa ve eğer istersen, ayrıca o günkü hastane şartları da uygunsa, odanda doğum yapabiliyormuşsun:) Ne ilginç değil miii, odaların ışıklandırma sistemi buna göre düzenlenmiş, normal doğum yatağı varmış bu odalarda. Ama bi garip geldi bana, düşünsenize sesiniz filan çok çıkarsa hani, diğer odada bekleyenler duyacak vs..Ortam buna göre ayarlanıyordur muhakkak .. Sezeryan ise zaten ameliyathanede oluyormuş doğal olarak. Odalar gayet düzenli, geniş ve güzel.. Sonuçta hayırlı zamanda, hayırlı doğum şekli ile ve sağlıklı dünyaya gelsin de Melis’imiz, kalan detaylar önemsiz..

Hastaneden çıkınca yüzümüzde güller açıyordu yine, yaşayanlar bilir bu hissi mutlaka ama insan sağlıklı olduğunu, herşeyin yolunda gittiğini duyunca hiçbirşey keyfini kaçıramıyor sanki, korkular, endişeler geride kalıyor ve günün en mutlu insanı olarak hissediyorsunuz kendinizi.. Bu huzurla kendimizi attık dışarı, hava da süperdi, gezdik epeyce..

Haftanın son gününde ise, enerjik annecim ve Nagehan’ım bizdelerdi, Melis’in dolapları silindi yine birkaç kez, sonrasında ütüler, yemekler derken çok yardımları oldu bana.  Annemin özene özene hazırlattığı dolap örtüleri hazır olunca:)! artık kıyafetleri yıkayıp, ütüleyip,  yerleştirmek kalacak. Gelecek ay da Melis’in banyo malzemeleri, beşiği, odasının tül ve halısı gibi eksikleri de halledince, fazla birşey kalmıyor aslında. Geriye detaylı bir bahar temizliği ve kendimi hazırlamak kalacak. Umarım bundan sonra herşey yolunda gider ve rahat rahat yetişir..

Bu hafta Kayra’nın mevlütü ve akşamında da diş buğdayı vardı:) Pek yakışıklı olmuştu, herşey çok güzeldi, özellikle İlknur’un yaptığı pasta! Aştı kendini hünerli arkadaşım, bizim için de oda lambası yapmışşş, çok sevimli ve pırıl pırıl, ellerine sağlık kuzucuk;) Kayra ile güzel bir fotomuzu da ekledim:)

2 hafta sonra çalışabilir raporumu da almam gerekecek, sonrası su gibi geçer sanırım, Haziran ortası gibi izne çıkmış olacağım inş. İzne çıktığımda yapılacak çok iş kalmasın istiyorum, ufak detaylar haricinde. Kendime vakit ayırmak istiyorum, aslında kendini dinler insan, nasıl bekler son günler evdeyken, bir uğraşı olmalı düşüncesindeydim ama o döneme kadar epeyce yorulmuş, ağırlaşmış olacağım, e hava sıcak da olacak, en güzeli enerjim olursa gezmek, olmazsa evde dinlenmek:)




İlk Hediyelerimizden.. Derya Teyze Teşekkürler:)

Can'ın annesi, benim sağ yanımda oturan:) güzel, ince düşünceli arkadaşımdan odamıza hediyemiz...

3 Mayıs 2012 Perşembe

En ŞIK İlk Hediyelerimizden..

Pisicim (  kedilere olan düşkünlüğünden ben bölee seviyorum onu:)  ), güzel, ince düşünceli arkadaşım Banu'dan çok şık ve anlamlı hediyemiz.. Hediye kutumuzun içindeki o magnet var ya, dağıttı beni, ne güzel bi sözdür..

Çok Çok Çok teşekkürler..