Henüz
yaşadıklarımız taze ve tadı damağımızda kalmışken paylaşmak istedim. Tatile
gitmeden önce dönüşü düşünenlerdenim ben, nasıl döneceğiz, o kadar eşya
yıkanacak, ütülenecek, sonra mesaiye başlanacak vs. vs. gibi bir sürü endişe
döner durur aklımda: ) Bu sefer farklıydı tabii ki; Melis ne yiyecek, dışarıda
yemek yemeye henüz alışmamışken ya yemekleri beğenmezse, ya hasta olursa, iyi koruyamazsak
güneşten ne yaparız, yolda sürekli ağlarsa diye düşünerek geçirdim bir süre.
Tedirginlik tavan yapmıştı, yolculuk bitip, otele ayak bastığımızda bir nebze
de olsa huzur bulacaktım.
Tatile yakın
arkadaşlarımızla gittik, iki aile olarak, onların da henüz 2 yaşına girmemiş
olan Kayra’sı vardı. Hem birbirimize destek oluruz, hem birlikte tatil yaparız
düşüncesiyle yola çıktık. Uçağı tercih etmedik. Malum hem eşyamız çok, hem de
orda araç çok gerekiyor, sorun yaşamayalım diye düşündük ki en iyisini yapmışız.
Kendi araçlarımızla ayrı ayrı gitmek yerine VIP bir araç kiraladık. Yolda araç
koltuğunda nasıl gidecek kuzucuğum diyordum ki, koltuk konusunda çok doğru bir
tercih yapmışım, gayet konforlu ve rahat gitti, hafif yatabilir pozisyona da
getiriyor olmamız sebebiyle rahat uyudu. Sadece çok terledi, ben de sürekli
önlem aldım. Uyku saatlerinde yola çıkmış olmamız iyi oldu, aksi durumda Melis
öyle uzun süre koltukta oturacak bir bebek değil, çabuk sıkılıyor, onu
eğlendirmek için tahmin edemeyeceğiniz şebeklikler üretiyoruz ama bir süre
sonra nafile: ) Yani arabada yolculuğu uyuyarak, arada uyansalar da yine uykuya
dalarak sallana sallana geçirdiler. İkisinin de yemek ve uyku saatlerinin aynı
olması şansımız: ) Kahvaltı saatlerinde yol üzerinde güzel bir köy kahvaltısı
yaptık, hem karnımız doydu, hem mola vermek iyi geldi.
Bizim tatil
anlayışımız tek bi yerde otelde konaklayalım, yemek saatlerimizi otelde
geçirelim şeklinde değil. Hem gezmek, hem dinlenmek, farklı yerlere gitmek.. Bu
sene bu şekilde zor olacağı düşüncesindeydim malum Melis’le , yani güzel bir
otelde konaklamalıyız, önceden planlamalıyız diyordum. Ancak benim haricimde
herkes yine gittiğimiz yerde buluruz konaklayacağımız yeri, e gezeriz de
düşüncesinde olunca kabullendim : ) Gerçekten de gittiğimiz yerde çok uzun
sürmeden konaklayacağımız yeri belirledik. Bizim için denize sıfır olması
önemliydi, hergün havuzlar, kendi eşyalarınız, bebek eşyaları vs.
taşıyacağınızı düşünürseniz, yorucu olmaması açısından buna dikkat ettik. Kahvaltı
ve akşam yemeğini dışarda yapmayı tercih ettik. Yanımızda götürdüğümüz mini
bozdolabımızda stok yapmıştık çocuklar için. Yani hani olur da yemezler,
sevmezler, deniz kenarında kolay olur düşüncesiyle birkaç kavanoz çorba, meyve
püresi, yoğurtlarımız, keklerimiz, yedek tarhanalarımız ve atıştırmalıklarımızı
almıştık. İyi ki de almışız, acayip rahat oldu bizim kuzulara. Akşam yemekleri
de sorun olmadı. Kısaca en korktuğum yemek konusunda pek rahat ettik.
3 gün bir
yerde kaldıktan sonra rotamızı değiştirdik. Toparlanıp, sıcakta gündüz vakti
kısa yolculuk açıkcası zor oldu, dediğim gibi araba koltuğunda uzun süre
sıkıldığı için biraz sıkıntı çektik. Olumsuz yanlarının dışında bununla
birlikte, zor yemek yemesi oldu. Yeni dişler geliyor diye düşündük, çünkü o
kadar zor yemek yedirdik ki.. Genelde dışarda yemek yediğimizde farklı
masalarla, garsonlarla ilgilendiği için: ) tatilde de odak noktası turistler
oldu, bizim bıcırığı bikinileriyle sahilde görenler bayıldı, o da onlara
bayıldı, çok eğlendi. Bu yüzden yemek yedireceğimiz zaman turistlerin yanında
yediriyorduk: ) Melis onlara gülüp, bakarken ben iş başında oluyordum : )
Ayrıca kuzucuğum isilik oldu, kolları ve bacaklarında kırmızı lekeler oluştu,
eczaneden aldığımız losyon ile biraz azaldı ama hala tam geçmiş değil, 1 yaş
doktor kontrolümüzde göstereceğiz. Umarım alerjik birşey değildir.
Günümüz
sabah erkenden kalkıp kuzulara kahvaltı yaptırmak, deniz, meyve saati, uyku,
yemek saati, deniz, uyku, yoğurt saati, deniz şeklinde geçiyordu: ) Uyku ve
yemek düzenleri hiç bozulmadı bu yüzden. Deniz kenarında bebek arabalarında
püfür püfür uyudular. Bebek arabamızı götürmeyip, baston puset mi alsak diye
çok düşündük ama arabamızın ağır olması dışında uyku için çok konforlu olduğunu
düşünüyoruz, ayrıca tam yatak pozisyonuna da geliyor. Bu yüzden aman rahat
uyusun da ağır olsun taşırız dedik. Baston pusetlerde uykuda çok rahat olamıyor
çocuk, tam yatak olanlarına da çok rastlamadım, içim hiç rahat etmezdi. Bu
konuda da iyi bir karar vermişiz.
Joker’den
aldığım havuzu o uyurken dolduruyorduk, uyandığında atıyorduk içine, acayip
eğlendi: ) Arada kum yeme çabaları da komikti, iki parmağıyla kibar kibar
kumları ellemeye çalışıyordu. Denize de zaman zaman kısa sürelerle soktuk.
Tavsiyem havuza sokmamanız, hem klor, hem sabit su, ne kadar temizlense de
benim içime sinmiyor, mikrop kapıp, hastanede yatan örnekler tanıdığım için,
hiç girişmeyin diyorum.
Çok oyuncak
götürmedim, tabi bu çocuğa göre değişir, Melis çok haşır neşir değil
oyuncaklarla, çabuk da sıkılıyor, o genelde su şişesi, poşetler, yiyecek birkaç
şey ile oyalanıyor: ) Götürdüklerimi de geri getirdim aynen. Yürütecimizi götürdük,
odada kısa vakit geçirdiğimiz sürelerde durur diye, çok iyi yapmışız, baya işe
yaradı, çünkü tam tehlike dönemi, odada yerlere bırakamazsınız, e kenarlarda
tutunarak yürüse düşecek, duştan sonra biz işlerimizi bitirene kadar
yürütecinde takıldı.
Deniz
sonrası otele dönüş, duş, hazırlanmak bir hengame tahmin edersiniz ki.. Ama
size şunu söyleyeyim, zaten bebekle tatile gidiyorsunuz, aklınızda uzun uzun
güneşlenmek, öğleye kadar uyumak, sınırsız dinlenmek düşünceleri olmazsa, yani
baştan hazırlıklı giderseniz rahat ediyorsunuz. Ki tüm bunlara rağmen, rahat
ettik, uyuduklarında biz dinleniyorduk, sırayla yemek yedirip, gezdiriyorduk.
Eşinizin desteği çok önemli. Tatilde benden daha çok ilgilenip, baktı desem
abartmış olmam. Akşam da yemek sonrası kuzuları arabalarında uyutup geziyorduk,
hiç arıza çıkarmadılar: ) Hatta araçla farklı yerlere bile gittik, otele
dönünce Melis’in üzerini değiştirdiğimde uyanmadığı bile oldu ki evde yerini
değiştirince çat diye gözlerini açar, bazen denizden gelip duş aldırıp
giydirince hemen uyku moduna geçiyordu, temiz hava, yorgunluk sebebi sanırım: )
Deniz
kenarında sürekli kremledik, aman yanmasın, kızarmasın diye. Kullandığımız deniz ürünlerini (deniz simidi,
krem vs.) ayrıca paylaşacağım. Şapka deseniz nefret ediyor takmaktan, zorla
taktık tabi istemese de bir şekilde oyalayarak.
Huggies Little Swimmers'ı bilirsiniz, tabi bundan da götürdük yanımızda ama ben çok başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim, normal bezden farkı yok bence.
Sürekli
sahilde elinden tutup yürüttük, tatilden dönüşte yürüyecek diye hayal ederken,
hala yürümüyor kuzucuk, ama evde elimizden tuttuğu gibi yürütülmek istiyor.
Bakalım daha vaktimiz var sanırım.
Artık daha
net anne demeye başladı, dediği anda yiyesim geliyor onuuu : ) Eline aldığı
şeyleri getirip bize vermesi, bizi taklit etmesi, birşeyi bilerek yere atıp
sonra elini ağzına götürüp, aaaa diyerek gülmesi.. Sarılması sıkı sıkı.. Bunlar
bizim için o kadar değerli şeyler ki, bir zamanlar dünyanın olayı gibi
anlatanları şimdi anlıyorum : ) Normalde biri yapsa kızmamız gereken yaptığı
şeylere biz gülüyor, mutlu oluyoruz. Böyle birşeymiş demek ki.. Onun her geçen
gün bizi daha iyi anlaması, birşey öğrenmesi dünyalara bedel.
Özetle, Melis’le ilk tatilimiz, benim endişelendiğim gibi geçmedi, facia olmadı bize, seneye daha eğlenceli olacağını düşünüyorum. Tabi bu sefer peşinde koşturacağız ama olsun ; )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder