İsim:

Email: *

Mesaj: *

İsim:

Email: *

Mesaj: *

17 Nisan 2015 Cuma

3'e 3 Kala..

Hayatımın en eğlenceli, ancak en tahammülsüz günlerini yaşıyorum.. Hem gülüyorum, hem ağlıyorum yani dönem dönemJ 3 yaşını doldurmasına çok az zaman kalan minik mucizemiz büyürken değişik duygulardan geçiriyor bizi, en çok da beni.



Bu aralar bizi en zorlayan huyu, inatçı olması.. Ama öyle böyle değil, inanılmaz bir tutturma, inat. Herkes bu yollardan geçiyor bu yaşlarda diyerek kendimi avutmaya çalışıyorum ancak bazen böyle olmadığını düşünüyorum, yani sanki sadece biz yaşıyormuşuz gibi. Genelde yaşadığımız bu inat olayına bir örnek vereyim mesela, geçenlerde AVM’ye gittik, ki bu sıralar hem hastalık olaylarından dolayı hem de rahat alışveriş yapamadığımız için gitmiyorduk. Almamız gereken birşeyler vardı gitmek durumunda kaldık, gitmez olsaydıkJ Hello Kitty World’u gören Melis ordaki çantaları takıştırıp, minik valizleri dışarı çıkarmaya mı çalışmadı, girdiğimiz diğer mağazalarda kıyafetleri denemeye mi kalmadı,  hadi gel sana toka alalım diye girdiğimiz yerde tüm taçları kafasına takıp almak mı istemedi.. Önce aman ağlamasın huysuzlanmasın diye birkaç talebine evet dedik, baktık sonu gelmiyor engel olmaya çalışınca düşünün başımıza gelenleri.. Eve gelene kadar kıyameti koparıp, gelince de üzerini bile çıkarmadı ve dahası. Bunun gibi o kadar çok şey yaşıyoruz ki, oyuncak krizleri, paylaşamama durumları.. Paylaşma konusunda net birşey söyleyemiyorum onunla ilgili, eğer kendinden biraz büyük biri gelmişse ya da gelen arkadaşını sevmişse o an, paylaşma tavan yapıyor, herşeyini verip göstermek istiyor ama birini sevmemişse ya da o gün ruh hali iyi değilse minik hanımefendinin, asla paylaşmıyor, krizler yaratıyor.. Geçecek geçecek diyenler en büyük avuntum ama bana hiç denk gelmiyor kriz yaratan başka çocuklarJ Şöyle ki, Melis’in tam bu krizleri yarattığı sırada bana hep annesi-babası bir konu için hayır dediğinde tamam diyip, hiç sorun çıkarmayan çocuklar denk geliyorJ Bir yerde birşeyleri yanlış mı yaptık diyorum, düşünüyorum.. Evet fazlasıyla şımarttık doğru, bu engel olunamaz bir durum, sevgiden ne yapacağını şaşırıyor insan, tam farkına varıp, böle yapmamak lazım denildiğinde iş işten çoktaan geçmiş oluyor. Çok kuralcı da değilim ki belirleyip uygulayabileyim.. Onun yüzünü gülümseten, mutlu eden herşey serbest bizim evimizde. Eskiden evin birazcık düzeni bozulsa huzursuz olan ben, şimdilerde ev alt üst olsa, yerlerde oyuncaktan geçilecek yer olmasa da  etkilenmiyorum, buna alışmak zor oldu ama iyi de olduJ Bu konudaki iç huzursuzluğunu, takıntılı olanlar bilir, rahat olun inanın huzur buluyorsunuzJ Düşünün ki salonun ortasında oyun kumu oynayabiliyor Melis, bu benim için büyük aşama..



Sadece pisliğe tahammülüm yok ve asla izin vermem, şöyle ki elleri yağlı öle heryeri elleyemez, yemek yiyecekse ancak masada dökecekse dökebilir, koltuklarda oturup saça saça yiyemez, elinde dökülebilecek şeylerle heryerde gezemez. Bunları yapmaya bile çok az teşebbüs eder çünkü alıştı. Alışmak demişken, Melis’in bu durumlarından yakındığım zamanlarda “baştan öyle alıştırdınız demek ki” diyenlere ayrı gıcığım, burdan duyurayım dedimJ

Sendromları geçelim de keyifli konulara gelelimJ

Bıcır bıcır konuşmaları her geçen gün daha anlamlı, daha çok sorulu.. Herşeyin “neden”ini öğrenme çabasında, öğrendiği şeyin de nedenini soruyor hattaJ Evet bazen derin nefesler aldırıyor ama asla reddetmeden, sıkılmadan yanıtlıyoruz ailece.



Bir düzen, intizam takıntısıdır gidiyor, oyunları bile sıralı bazen. Mesela gece uykusundan önce yatakta zıp zıp yaparız, bebeklerini uyuturuz, whatsapp’tan arkadaşlarına sesli mesaj göndeririz, sonra anneannesini çağırırız, anne-baba ve Melis yatakta saklanırken anneanne onu arar, sonra baba ile koklaşılıp vedalaşılır, anne ile yanyana yatılır, masallar anlatılır, masaldan sonra yataktan düşüyormuş gibi oyunu oynanır şeklinde devam ederJ Yani demek istediğim bunların sırası hiç şaşmaz, sırasını değiştirsem hayır önce bu diye düzeltir..

Eğer mutfaktaysam mutlaka yaptıklarıma dahil olmak ister, sabah kahvaltısında krep yapmak en sevdiği şey meselaJ Ben yaparken bir kısmını kendi oyuncak tabaklarına alıp karıştırır yanımda bıdıkcığım.

Birşeye izin vermiyorsam, kızdıysam hemen “annecim seni çok özledim” ya da “annecim seni çok seviyorum” diye sarılıveriyor ya.. gerisini düşününJ Bazen abartıyor muyuz, herkes de evde bizim gibi mi diyoruz, sürekli Melis’i mıncırma, öpme, oynama halindeyiz çünkü, bu hiç eksilmiyor, hiç..


Sıcaktan hiç hoşlanmıyor, kalın kalın şeyler hiçbir zaman giydirmedim, bir kazağı bile yoktur mesela, gerçekten. Üşürse üzerine hemen bir sweat geçiriveririz. Yaz çocuğu da malum, işte bakın bu alıştırmakla alakalıJ Doğduğundan beri sıcağa alışmadığından olsa gerek.. Yazlık elbiselerini çıkarmış dolaşıyor evde, kızım aman üşürsün desek de umrunda değil, gece asla üzerine birşey örtmez, örtsek de uyanır onu çeker öle uyur. Aklı fikri kumda, parkta, suda, suyla oynayabileceği oyunlar yaratın bayılır. Oyun hamurları, sulu boya, kumlar favorileri hala. Oyuncak mutfağında pirinçler, bulgurlar, sularla oynasın değmeyin keyfine.

Sitedeki yakın arkadaşları Yağmur ve Egemen ile vakit geçirmeye bayılıyor. Büyüdükçe daha keyifli oldu onları izlemek, akşamları annecim n’olur Yağmur gelsin, Egemen gelsin diyor, bazen hadi gidelim diye tutturuyor. Planlarımızı birlikte yapıyoruz genelde. Geçmişteonlarla ilgili paylaştığım yazımda da dediğim gibi, umarım gelecekte görüşmeye devam eder ve sıkı dost olurlar..

En sevdiği yiyecekler makarna, köfte, biber dolması, zeytinyağlı yaprak sarma, karpuz, çilek ilk sayacaklarım arasında, tanıdık geldi değil mi ? Makarnayı ne çok seviyor bu bücürlerJ Peynir, zeytin ve yoğurdu hala sevmiyor yemiyor, deniyoruz ama hiç başarılı olamadık maalesef.

Tuvalet olayımız ise ayrı bir yazı konusu aslında, henüz başlayamadık, havalar iyice ısınsın dedik kaldık yaza.. Mayıs ortası gibi kesin başlangıç yapmayı planlıyorum.  Gelişmeleri paylaşırım ama önerileriniz ve tecrübelerinizi de bilmek isterimmm!!!

Bloğuma çok vakit ayıramadığım için üzülüyorum ama gerçekten o kadar zor ki vakit bulmak. Burdaki en büyük amacım, ileride harika bir hatıra olması, hatta bir süre sonra blog kitapları var bilirsiniz, kitap haline çevirmeyi düşünüyorum buradaki tüm içerikleri..

Hayaller çok.. Umutluyuz, geleceği renkli minikleri yetiştirirken endişeliyiz evet.. Hep en güzeli, mükemmeli olsun diye koştururken yoruluyoruz bazen akışına bırakıyoruz hepimiz, aslında aynı gelecekte varmak istediğimiz çoğu şey.. Keyifli günleriniz olsun ne diyeyim, görüşmek üzere..






1 yorum: