İsim:

Email: *

Mesaj: *

İsim:

Email: *

Mesaj: *

25 Eylül 2012 Salı

Herşeyim Pıtırcığım :)


Bloğuuumm özlemişim seni:) Eskisi kadar aktif ilgilenemiyorum, bu yüzden çok şey kaçıyor sanki..

Melis’li günlerimiz bazen yorucu, bazen uykusuz ama büyük çoğunlukla eğlenceli, heyecanlı geçiyor. Hergün yeni birşey öğreniyoruz, hergün yeni bir haraketine şahit oluyoruz, onu yemek istiyoruzz:) Uykularımız biraz düzensiz, bazen tüm gün güzel uyuyor bazense bizi uyutmuyor. Sabahları genel olarak 5.30 – 6.30 arası ayaktayız, gece uyanık olması ya da akşam geç yatması hiç dert değil de, sabahın o güzelim saatlerinde uyanması yok muuuuu: ) Sabahları tüm neşesi yerinde oluyor, agucuk bugucuklarımız başladı, daha dikkatli bakıyor, ben kucağıma alınca sakinleşiyor:) Bebek anneyi tanımaya başladığında saçları dökülmeye başlarmış, tutam tutam başladı dökülmeye, doğru mu dersiniz? Benimle birlikte Melis’in de saçları dökülüyor, elinden, kıyafetlerinden sürekli toplamaya çalışıyorum, elleri sürekli ağzında şapur şupur yiyor:) Kıyafetlerimiz küçük geliyor, yenilerini almaya başladık. Doktor kontrollerimizde herşey yolunda şükür, bir de aşılardaki ağlamalar olmasa, içim eriyor resmenn,  alışamadım bu duruma.


Babacığımız full destek veriyor, özellikle sabahları, ben uyuyayım diye epeyce ilgileniyor, Melis’i birlikte yıkıyoruz. Onun desteği bu kadar yoğun olmasa çok zor olabilirdi. Birlikte yemek yiyemiyoruz, çünkü pıtırcık tek başına vakit geçirmeyi sevmiyor, aşırı ilgi bekliyor, onunla konuşalım, gezdirelim, yanında duralım bayılıyorr. Dışarı çıkaracağımızda pusete koydugumuz zaman nasıl mutlu oluyor, hemen susuyor, AVM’ler ve arabada hemen gözlerini kapıyor:) Daha o kadar çok detay var ki anlatılması gereken, yaşayanlar tahmin ediyordur. 


Birşeyi yaşamayınca asla anlayamazsınız sözüne tekrar tekrar katılıyorum, eskiden bebeği olanların vakitleri olmamasına şaşardım, alt tarafı emiyor, uyuyor derdim nasıl vakit olmaz ama inanın gün nasıl geçiyor anlamıyorum, tüm günüm Melis, ev işlerine vakit ayırmak mümkün değil, koşa koşa yemek yapabiliyorum ancak.. Annecim sık sık geliyor, biz gidiyoruz, gün içinde mutlaka dışarıya çıkıyoruz, bu güneşli havaları kaçırmamak lazım. Karşı dairedeki arkadaşımın bebeği de Melis’ten bir ay küçük, Yağmur. Onunla birlikte vakit geçiriyoruz, çok tatlılarr. E muhabbetlerimizi de tahmin edersiniz, uyuyor mu uyumuyor mu, seninki şunu yapıyor mu, kakası nasıl:) gibi bir sürü konu, bitmek tükenmek bilmeyen. 


Günler hızla geçiyor ve işe başlama zamanı yaklaşıyor, 11 Aralık’ta başlamış olacağım. Anneciğim bakacak Meliskoya, Cuma günleri süt iznim olacak. 4 gün anneannesiyle olacak pıtırcık gündüzleri. Umarım herşey iyi ve yolunda gider, anneannesini üzmez minikomuz.


Gerçek aşk buymuş evet, bu his bambaşka, bir bebek doğunca bir anne de doğar derler ya ne kadar doğru. Sanki herşeyi çok eskiden biliyormuş gibi, hangi kuvvet benim gibi uykukolik birinin uykusunu bölebilir, hangi kuvvet keyfi bir çok şeye kısıt koyabilir, hangi kuvvet yemek yemeyi unutturabilir ve tüm vaktinizi alabilir.. Onun ufacık gülüşü, size tepki vermesi nasıl unutturuyor yorgunluğu, uykusuzluğu..Heyecanla bekliyorum her geçen ayı, bu ay ne yapacak, neye tepki verecek diye. Bir an önce yürüsün, bana sarılarak uyusun, konuşsun istiyorum, her ne kadar yaşayan ve bilenler bunlar iyi zamanların dese de:)


Ayrıca Melis aldığımız sepet beşiğe sığmamaya başladı, sığmamak değil tam olarak da rahat edememek diyelim. Vicdanımız rahat etmiyor dolayısıyle, ama odasına geçirmek de rahat ettirmiyor, ne yapacağımızı bilemez durumdayken, erken zamanda Melis’i odasına geçirdik, ama gelin de bize sorun, gece saat başı alarm kurmalar, yatağımızı odasına taşıyıp yanında uyumayı düşünmeler, acaba yanımızda kendi yatağımızda ortamızda mı yatırsak demeler.. Yeni bir beşik mi alsak derken, anlamsız olacağına karar verdik, çünkü onda da max.3 ay yatacak belki, e aramızda yatırsak alışır diyorlar ki buna inanıyorum çünkü yaşayan zorlanan arkadaşlarım var, e odasında yatsak nereye kadar.. Kameralı telsiz alacağız artık şart oldu, sonuçta gece uyanınca duyuyoruz ama ağlayınca ancak. Ufacık kıpırtısını duyup hemen yanına koşsam ağlamasına fırsat vermemiş olacağım bu yüzden bebek telsizini alacağız. Sonuçta o kadar rahat uyuyor ki kendi yatagında, beşikte huzursuz uyumasından iyi. Gece yatmadan sanırım kodluyorum ki beynimi, sürekli uyanıyor bakıyorum. Alışacağız sanırım kısa sürede.


Güzel bir gelişme daha oldu bu dönemde. Hürriyet.com.tr den bloğumu bulmuşlar. Yazarkafeye üye olursam bazı avantajlarım olacağını, ücretiz tanıtımlarım olacağını, teklifleri yayınlarsam kazançlı da olacağımı ilettiler. Normalde kişi kendisi direkt de üye olabiliyor ama eğer Hürriyet sizi bulursa bonuslu üye oluyorsunuz vs vs. Görüşmelerimiz sonucu ben de üye oldum ve daha aktif olmalıyım blogta. Yazarkafe’de de bulabilirsiniz yazılarımı artık:) İlerde daha da keyifli olur diye düşünüyorum.


Çılgın gibi okuyan, araştıran ben bu sıralar çok gezinemiyorum internette, sosyal paylaşım siteleri hariç. Eksiklik değil tabi ama bazen diyorum acaba şunu doğru mu yapıyorum, vs diye. Akışına bıraktım sanırım, bir düzen kurmadan, tüm sevgimle ve nasıl istiyorsa öyle büyütüyorum Melis’imi. Belki ilerde bir düzen kurmak gerekebilir ama şu an onun tek ihtiyacı sevgi ve ilgi bence;)


2 yorum:

  1. Hoşgeldin,meleklerin her an büyüdüğüne tanık olmak hakikaten çok keyifli.Annelik zorlu ama yinde güzel,özel bir yolculuk.Kızınla doya doya vakit geçirdiğin günlerin kıymetini iyi bil,sonra çok arıyacaksın:)
    Melişkoyu da kokla benim için,sevgiyle:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet zorlu ama çook keyifli, bol bol koklarım öperim tabi:)

      Sil