Hayatımın en eğlenceli, ancak en
tahammülsüz günlerini yaşıyorum.. Hem gülüyorum, hem ağlıyorum yani dönem dönemJ 3 yaşını doldurmasına
çok az zaman kalan minik mucizemiz büyürken değişik duygulardan geçiriyor bizi,
en çok da beni.
Bu aralar bizi en zorlayan huyu,
inatçı olması.. Ama öyle böyle değil, inanılmaz bir tutturma, inat. Herkes bu
yollardan geçiyor bu yaşlarda diyerek kendimi avutmaya çalışıyorum ancak bazen
böyle olmadığını düşünüyorum, yani sanki sadece biz yaşıyormuşuz gibi. Genelde
yaşadığımız bu inat olayına bir örnek vereyim mesela, geçenlerde AVM’ye gittik,
ki bu sıralar hem hastalık olaylarından dolayı hem de rahat alışveriş
yapamadığımız için gitmiyorduk. Almamız gereken birşeyler vardı gitmek
durumunda kaldık, gitmez olsaydıkJ
Hello Kitty World’u gören Melis ordaki çantaları takıştırıp, minik valizleri
dışarı çıkarmaya mı çalışmadı, girdiğimiz diğer mağazalarda kıyafetleri
denemeye mi kalmadı, hadi gel sana toka
alalım diye girdiğimiz yerde tüm taçları kafasına takıp almak mı istemedi.. Önce
aman ağlamasın huysuzlanmasın diye birkaç talebine evet dedik, baktık sonu
gelmiyor engel olmaya çalışınca düşünün başımıza gelenleri.. Eve gelene kadar
kıyameti koparıp, gelince de üzerini bile çıkarmadı ve dahası. Bunun gibi o
kadar çok şey yaşıyoruz ki, oyuncak krizleri, paylaşamama durumları.. Paylaşma
konusunda net birşey söyleyemiyorum onunla ilgili, eğer kendinden biraz büyük
biri gelmişse ya da gelen arkadaşını sevmişse o an, paylaşma tavan yapıyor,
herşeyini verip göstermek istiyor ama birini sevmemişse ya da o gün ruh hali iyi
değilse minik hanımefendinin, asla paylaşmıyor, krizler yaratıyor.. Geçecek
geçecek diyenler en büyük avuntum ama bana hiç denk gelmiyor kriz yaratan başka
çocuklarJ
Şöyle ki, Melis’in tam bu krizleri yarattığı sırada bana hep annesi-babası bir
konu için hayır dediğinde tamam diyip, hiç sorun çıkarmayan çocuklar denk
geliyorJ
Bir yerde birşeyleri yanlış mı yaptık diyorum, düşünüyorum.. Evet fazlasıyla
şımarttık doğru, bu engel olunamaz bir durum, sevgiden ne yapacağını şaşırıyor
insan, tam farkına varıp, böle yapmamak lazım denildiğinde iş işten çoktaan
geçmiş oluyor. Çok kuralcı da değilim ki belirleyip uygulayabileyim.. Onun
yüzünü gülümseten, mutlu eden herşey serbest bizim evimizde. Eskiden evin
birazcık düzeni bozulsa huzursuz olan ben, şimdilerde ev alt üst olsa, yerlerde
oyuncaktan geçilecek yer olmasa da etkilenmiyorum, buna alışmak zor oldu ama iyi
de olduJ
Bu konudaki iç huzursuzluğunu, takıntılı olanlar bilir, rahat olun inanın huzur
buluyorsunuzJ
Düşünün ki salonun ortasında oyun kumu oynayabiliyor Melis, bu benim için büyük
aşama..
Sadece pisliğe tahammülüm yok ve
asla izin vermem, şöyle ki elleri yağlı öle heryeri elleyemez, yemek yiyecekse
ancak masada dökecekse dökebilir, koltuklarda oturup saça saça yiyemez, elinde
dökülebilecek şeylerle heryerde gezemez. Bunları yapmaya bile çok az teşebbüs
eder çünkü alıştı. Alışmak demişken, Melis’in bu durumlarından yakındığım
zamanlarda “baştan öyle alıştırdınız demek ki” diyenlere ayrı gıcığım, burdan
duyurayım dedimJ
Sendromları geçelim de keyifli konulara
gelelimJ
Bıcır bıcır konuşmaları her geçen
gün daha anlamlı, daha çok sorulu.. Herşeyin “neden”ini öğrenme çabasında,
öğrendiği şeyin de nedenini soruyor hattaJ
Evet bazen derin nefesler aldırıyor ama asla reddetmeden, sıkılmadan
yanıtlıyoruz ailece.
Bir düzen, intizam takıntısıdır
gidiyor, oyunları bile sıralı bazen. Mesela gece uykusundan önce yatakta zıp
zıp yaparız, bebeklerini uyuturuz, whatsapp’tan arkadaşlarına sesli mesaj
göndeririz, sonra anneannesini çağırırız, anne-baba ve Melis yatakta saklanırken
anneanne onu arar, sonra baba ile koklaşılıp vedalaşılır, anne ile yanyana
yatılır, masallar anlatılır, masaldan sonra yataktan düşüyormuş gibi oyunu
oynanır şeklinde devam ederJ
Yani demek istediğim bunların sırası hiç şaşmaz, sırasını değiştirsem hayır
önce bu diye düzeltir..
Eğer mutfaktaysam mutlaka
yaptıklarıma dahil olmak ister, sabah kahvaltısında krep yapmak en sevdiği şey
meselaJ
Ben yaparken bir kısmını kendi oyuncak tabaklarına alıp karıştırır yanımda
bıdıkcığım.
Birşeye izin vermiyorsam, kızdıysam
hemen “annecim seni çok özledim” ya da “annecim seni çok seviyorum” diye
sarılıveriyor ya.. gerisini düşününJ
Bazen abartıyor muyuz, herkes de evde bizim gibi mi diyoruz, sürekli Melis’i
mıncırma, öpme, oynama halindeyiz çünkü, bu hiç eksilmiyor, hiç..
Sıcaktan hiç hoşlanmıyor, kalın
kalın şeyler hiçbir zaman giydirmedim, bir kazağı bile yoktur mesela,
gerçekten. Üşürse üzerine hemen bir sweat geçiriveririz. Yaz çocuğu da malum,
işte bakın bu alıştırmakla alakalıJ
Doğduğundan beri sıcağa alışmadığından olsa gerek.. Yazlık elbiselerini
çıkarmış dolaşıyor evde, kızım aman üşürsün desek de umrunda değil, gece asla
üzerine birşey örtmez, örtsek de uyanır onu çeker öle uyur. Aklı fikri kumda,
parkta, suda, suyla oynayabileceği oyunlar yaratın bayılır. Oyun hamurları,
sulu boya, kumlar favorileri hala. Oyuncak mutfağında pirinçler, bulgurlar,
sularla oynasın değmeyin keyfine.
Sitedeki yakın arkadaşları Yağmur
ve Egemen ile vakit geçirmeye bayılıyor. Büyüdükçe daha keyifli oldu onları
izlemek, akşamları annecim n’olur Yağmur gelsin, Egemen gelsin diyor, bazen
hadi gidelim diye tutturuyor. Planlarımızı birlikte yapıyoruz genelde. Geçmişteonlarla ilgili paylaştığım yazımda da dediğim gibi, umarım gelecekte görüşmeye
devam eder ve sıkı dost olurlar..
En sevdiği yiyecekler makarna,
köfte, biber dolması, zeytinyağlı yaprak sarma, karpuz, çilek ilk sayacaklarım
arasında, tanıdık geldi değil mi ? Makarnayı ne çok seviyor bu bücürlerJ Peynir, zeytin ve
yoğurdu hala sevmiyor yemiyor, deniyoruz ama hiç başarılı olamadık maalesef.
Tuvalet olayımız ise ayrı bir yazı
konusu aslında, henüz başlayamadık, havalar iyice ısınsın dedik kaldık yaza..
Mayıs ortası gibi kesin başlangıç yapmayı planlıyorum. Gelişmeleri paylaşırım ama önerileriniz ve
tecrübelerinizi de bilmek isterimmm!!!
Bloğuma çok vakit ayıramadığım için
üzülüyorum ama gerçekten o kadar zor ki vakit bulmak. Burdaki en büyük amacım,
ileride harika bir hatıra olması, hatta bir süre sonra blog kitapları var
bilirsiniz, kitap haline çevirmeyi düşünüyorum buradaki tüm içerikleri..
Hayaller çok.. Umutluyuz, geleceği
renkli minikleri yetiştirirken endişeliyiz evet.. Hep en güzeli, mükemmeli
olsun diye koştururken yoruluyoruz bazen akışına bırakıyoruz hepimiz, aslında
aynı gelecekte varmak istediğimiz çoğu şey.. Keyifli günleriniz olsun ne
diyeyim, görüşmek üzere..
maşallah çok tatlısınız :)
YanıtlaSil