Aylardır kafamda büyüttüğüm, nasıl
bırakacağız, acaba erken mi diye bir sürü soruyla boğuştuğum konu Melis tam 23.
ayını doldurduğu gün sonuca ulaştı. Henüz hüzünlüyüm, evet, bitse de kurtulsam
dediğim bir durum olmadı çünkü hiçbir zaman benim için. Çok bunalttığı, gece
bile uyanıp aradığı durumlarda sıkıldım belki ama yine de dünyanın en eşsiz
duygusuydu.
Bu hissi yaşamayanlar için
anlaşılması güç biliyorum. Çok farklı bir bağ, tarifsiz bir huzur miniğimle
yaşadığım, artık başka paylaşımlarla devam edecek bağımız.
Benim kuzum büyümüş meğer, her
dediğimi, hissettiğimi anlamaya başlamış. Mutluyum, her geçen gün yeni
heyecanlar yaşattığı için ama içim de acıyor arada, bazı şeyleri yeniden
yaşamayacağımız için. Bu yüzdendir ki, kıymetini bilin paylaştığınız,
yaşadığınız her anın..
İşten eve geldiğimde peşimde
dolanan, hemen kucağıma oturup keyif yapan meleğime uzun süredir söylüyordum,
sütler bitiyor, sen büyüdün gibi şeyleri ve anneciğimin de yine “aaa emme
artık, çok kötü, sen kocaman oldun” dediği günlerden birinde ben de “Melis bak
emme, yanarsın” dedim, tam 23. Ayının dolduğu 5 Haziran akşamında, Melis sarıldı,
baktı, güldü, sanki büyük insan, sanki o an herşeyi anlıyormuşcasına, kapattı
ve emmedi. Halbuki ben tarih belirleyip, sonrasında erteliyordum, nasıl olacak,
çok ağlayacak diye inanılmaz bir stres içindeydim. Doğum günü gelmeden ve en
önemlisi tatile gitmeden önce kesmeliyim diye düşünüyordum. O gün hiç emmedi
meleğim. Ertesi sabah evdeydim, normalde kahvaltıyı zor hazırlarım, bacağımdan
tutar, otur otur derdi, o demeden ben onu kucağıma aldım, yine baktı ve “üf,
üff” dedi emmedi. Sonraki gün hep dışardaydık, aramadı, eve geldiğimizde yine
aynı tepkiyi verince, tamam sanırım artık bitti dedik. Melis çok ağlayacak diye
düşünürken, tam tersi oldu. O duygulu ve gözü yaşlı halime şaşkınlıkla baktı,
beni gıdıklamaya başladı. İnanır mısınız, benim kuzum beni teselli etti
neredeyse.
Hiç hazır değilmişim aslında. Ama
faydasının olmadığını, belki bu sayede iştahının biraz artacağını düşünerek ben
de kendimi teselli ediyorum. Umarım öyle olur. Bu sıralar arka dişleri yüzünden
çok sancısı var, bu son birkaç gündür de inanılmaz huysuz, kuvvet aldığı, huzur
bulduğu şey artık yok, bunun etkisi büyük.
Doktorumuz hep 18. Ayında artık
bırak bence derdi, ama hazır değilsen 2 yaşına kadar emzirebilirsin diyordu. Ben
ise 18. Ayda bırakmayı hiç düşünmedim. Etraftaki “aaa hala emziriyor musun, çok
zor olacak büyüdükçe bırakmak” sözlerinden de hiç etkilenmedim, devam ettim.
Çalışan anne olunca, bütün gün uzak kalıyorsunuz zaten, mahrum bırakmak
istemedim sanırım erkenden. Birkaç ay öncesindeki çok bağımlı halleri, gece bile
emdiği zamanlarda asla bırakamaz Melis, çok zor olacak diye düşünüyordum, hatta
deneyimli arkadaşlarım birkaç gece mahvolacaksınız, seni görmemeli, vs vs gibi
bilgiler paylaşıyordu. O yüzden bu konu aklımda fazla büyümüştü ki, krizsiz
atlattık ! Hala inanamıyorum.
Beni annelikle tanıştıran meleğim, ilk göz ağrım, ne kadar sancılı günler geçirsek de, uykusuzluklara, yorgunluklarıma rağmen onunla geçirdiğim her an herşeye bedel.. En yakın arkadaşım benim o artık!
Bu blog haricinde onun için yazdığım bir günlük demeyeyim de, direk ona özel olan hislerimi, ilklerini, yaptıklarını anlattığım bir defterimiz var. Yıllar sonra keyifle okuyacağını hayal ettiğim. Bu konuyla ilgili de söylemek istediğim ne çok şey var ona..
Tuhaf, karışık hisler içinde bir
hikayeyi geride bıraktık..
Hiçbirşey düşündüğünüz,
planladığınız gibi gitmeyebiliyor, bazen zor da olsa akışına bırakın.
Sevgiler.
anne-bebek arasındaki en muhteşem iletişim bence de emzirmek.. Benimde düşününce içim burkuluyor ama zamanı geldiğinde ayrılmayı da bilmek lazım.. Sirke, kara sür demiyorlar mı bıraktırmak için.. Üzülüyorum.. herkesin kendince bıraktırma yöntemi var ama itici geliyor.. Ne güzel akıllı kızınızın yardımıyla olması gereken gibi olmuş.. Bende bu yolu deniyorum sütler bitti annecim diyorum büyüdün diyorum önce bi havalara giriyor büyüdün deyince yürüyüşü değişiyor sonra devam yine.. Canım acıyo dedim bi keresinde içim acıdı.. Çok üzüldü sarıldı öptü öö dii (özür dilerim) dedi ama nafile.. Oda geçti hala devam.. Bakalım bizim muhteşem hikayemiz nasıl son bulacak.. Sizinki gibi olumlu geçmesini diliyorum.. Sevgiler..
YanıtlaSil